sen uyurken..ben, düş bozumu gecelerde umutlarıma merhem kelimeler arıyordum sahrama yanaşıyordu o biliindik sözler vaha alt dudağının ıslağınla mühürlediğın ve daldığın derin boşluklara saklanıyordu. sen uyurken... kum alabildiğine kum savruldu köz/köz... yanarken bebekleri g-özlerimin böyle başlıyordu icinden deniz geçen şehirlerde büyüyen bir çocuğun hikayesi. hatırlıyorum deniz kasabalarında balık kokusuna karışan avuçlarında izler biriktiriyordu. hasret. diye söz düşüyordu içinde cana geliyordu sevda. sen uyurken, şimdi neresinden baksam hep sapanı gerilmiş bir taş ha çarptı yüreğime ha çarpacak... eksik sözler eksik susuşlar ve susayışlar çatlak dudaklarından sızıyor ve gözden dile süzülüyordu eriyen mumdu içimde sabırla bilenen ki sabrı biledikçe adımlarında. göçe uzanan yol. büyükçe hasret merakla ve telaşla atan yurekler.. şimdi neresini sarsam ağrılar içinde topuğun çatlağı. iniyor diyorsun. iniyor göklerden de sözler işte böyle büyüyor ve bürünüyor ete kemiğe. ya da düşüp içine çölün sende gömülüyorsun kum kum denizin içine çekip durduğu dalgaları ile kıyılarında... bana düşen ise iz toplamak oluyor mısra aralarında. adını hatırlamak sonra deniz kabukları ile duyulan sesler fısıldarken kulaklarıma. çözemediğim düşlerimi düğüm düğüm atıyorum üstüne. sen uyurken.... (...) |
Uyuyamadığım gecelerin sabahında
Gözaltlarımda mor çocuklar doğardı
Mor çocuklarıma ninni söylerdi sabah ezanları
Aklıma geldi affına sığınarak. .
Harikasın.