KÜNHNefesi kursağında kalmış Ölü güvercinler asıyorum Topal rüzgârların Başaklarını kovaladığı divâne saçlarıma Göğsümde Muska diye taşıdığım İllegâl Cehennemî bir yangını örtüyor Fal kertiği avuçlarım Sultân-ı yegâh şarkılar söylüyorum Kanı çekilmiş dudaklarımla Dalkavuk bir hayatın S’ağır kulaklarına İçimde engerek engerek sürünen S’ağrıları yaralı ağrılarımı emziriyorum Dizlerimde uyusun diye Korkutup avuttuğum ninnilerle Çizgisiz alnımın alınlığında Ötesini berilemiş gidişinin ayakkizi Hatırât-ı mâkûsumda Y’adıma iğne iplik teğellenen Birkaç harflik yalgın adın Gözü şiş bir geceden kalma Kirpiğinde çapakları kurumuş sabahların Eli yüzü yıkanmışlığından Avuçlarıma düşen yüzünün parçalarını toparlayıp Köpürterek yapıştırmak Yama yama yüzümün yarıklarına Düşürüp döktüğü sırrımı ele veren aynalardan Aydın günler dilemek hergün Başkalaşan bir yabancıya Tenimden damlayan kokunu biriktimek Kağıt bir mendilin Az kullanılmış kat yerinde Ayaklarım üşüyor meselâ Ayaklarıma giyindiğim ayakların yok artık Her akşam bıraktığın komidinin sağ yanında Ellerim diyorum Ellerim bu kadar küçük müydü Tutup seni yakalayamayacak Ve Bırakamayacak kadar Küçük Sevgili Ya Al çıkar kendini Boş vererek Ne eder kalanlığımı Ya Al çal Tenime helâl kılınan terine Ve Bitir Sendeki yalnızlığımı |
Her mısrada sizin gibi, bizim gibi şair ruhu buram buram kokuyor...
“ANDIMIZ” serbest...
Çok sevinçliyim…
Ne Mutlu TÜRKÜM diyene…
.................................. Saygı ve Selamlar.