İntiharın Dibin de BEN
gıpta ediyorum artık
uçurum sahillerime atıp kurtulmak derdindeyim peş parada etse hani bu can o da etmiyor ki ardında kimse ağlamaz ki ölüm bile fayda sağlamıyor oysa... çok geçtim pencere kenarlarına aşağı bakıp bakıp seyre dalıyordum yükseklik korkumu düşsem hiç kalkamazsam ve kimse görmeden ruh haznemi boşalt-sam bedenimden fayda verir mi ki acınası bana zannetmiyorum çünkü kuşlar göçeli çok oldu bende hele mevsimler çoktan uyumuşlar kış masalına. aşk ya ona ne demeli o hiç kapımı çalmadı bile pencereme sinmedi perdeleri bile çektim içeriye giren hiç bir bakış olmadı sanki yükseklik korkumu yaşıyorum şu ölüm tez gelse ne olacak ki herkes mutlu olacak ben de elbet. zaten kimsenin umurunda bile değilim yalnız başıma kapatacağım biliyorum gözlerimi yapacak da bir şey yok uzak olacak göz bebeklerimiz, elbet kapalı duracak yaşam öyküsü ile mecburen papatyayı seveceğim gülü koklayacağım verilen suyu içeceğim üzerime atılmış örtü ile mecburen ısınacağım başımın altına konulan yastıkla elbet uyuyacağım buna ben mecburum eğer ölürsem bunlara da katlanmak zorundayım çünkü ölümden sonraki servetim sevgim mutluluğum hayallerim ne bileyim para mülk olmayacak olacak olan biraz bez biraz toprak bir ikili dikili taş üzerime de ekili papatya ve güller başka da bir şey yok kimse de olmayacak yanımda akıllarına geldiğim zaman bir anarlar o kadar başkada bir şey yok ölmek aslında çok güzel bir şey işte ben de ölümü bekleyen dış görünüşü artık bozuk yüzü asık gözleri hasret ömrü beyhude yaşıyorum işte kendi halimde ölümü ölmeyi istiyorum kendi dertlerimle baş edemiyorum korkuyorum yalan da değil hani neyse düştük işte bir yaşama yaşayacağız artık mecbur ölümle bir olana kadar..... #Peryasız |