BİR SATIR BAŞINDA ÖLMEK...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Ölümü tahayyül etmek… Asla. Ruhum kaynarken ve satırları hizaya sokmam gerekirken ölmek de ne kelime? Zaafların çukurunda, yalnızlığımla ve Tanrımla mutluyum ben. Belki de; mazlum olmayı sevip dillendiriyorum acılarımı. Başım dik olduğu kadar yüreğim atılgan ve umutlarım payidar. Gudubet varlığın tasasına düştü ölüm Göğün renklerin çalım atan siyahın Düş kırığı bir öykü. İçini palazlayan hangi deyişse Mabedin kubbesine yerleşik bir hüzün belli ki Tembih edilesi varlığın İblisle münakaşası Şehir ve şiir elini ayağını çekip vicdanından Tanrının yol verdiği hangi münafık gölgeyse Kaçıp kurtulası İnsanlık denen yalancı rüyadan. Bir beddua adeta dillenen Temaşa edilesi o zincir Kudretlenen göğün öfkesi: Şiir şiir nakşeden Her fanin ölüm öncesi. Eli kalem tutan bir gölgeysen misal… Elemin bam teline basıp Arzuhalini sunarken kadere… Sonrası meçhul. Dibinde kurtçuklar Püskürülesi öfkenle Dillenen zehrin öldürücü etkisine binaen Ölmemeyi nasıl başarıyorsan artık Hayat denen geçici teranede. Mağlup kuşlar pek bir durgun; Kanadı kopuk nidalarında Gagalarının tutunduğu her dal adeta Süklüm püklüm bir yuva. Tebeşir tozu bulaşmış öğretmenin Alın çizgilerinde ne resim ne coğrafya yeter Anlam olmaya ömrün yettiğince Belki tüten kokan doğanın Belki küreyen azabın Nifak tohumları atılmışken Kezzapla yanan hülyalarımın. Bir kör baykuş geceyi mimlemiş: Uğursuz varlığına delalet Cihan harbinde varlıkların: Manifestosu yırtık yorgunluğun Her satır arasına döşemiş ömrün içtiması Sürerken, Kefil olmuşum bir kez sefil yüreğime Birdirbir oynayan tüm yalancı sevgilere Selam yollamışım vaktin birinde Ben şairler tepesinde, Kendince bir şiir olmayı pelesenk etmişim Bir kez madem kalemime. Sonramı dahi mimleyen bir redif kadar sıradan Aşkın kıvılcımlarına suyla kazan kaldıran En abdal âşık ki; Kelamın dirayetine vurgun; Göğün ve umudun müptelası Kauçuk gölgelerinde Adımlarımın Şerh düşmüşüm ansızın Ve balta girmemiş ruhuma Tohumlar ekmişim: Evrilmeden günüm; Bitmeden nazım niyazım Kurcaladığım kadar hayatımın Her devresine Kendimce kazımışım ismimi. Ödediğim bedelleri Ödemediğim zamanlarda Hasretin uzadığı Aşkın titrediği Zamanın susadığı Sonlanmayı dillendiren bir şair olmak kendince Sevip kendini mutlu kılan Gölgesi dahi olmayan bir mazlum: Temennisi değil tereddütleri ağır basan Hangi külfetse Süt liman vicdanımda Ben sukutun her zerresine hasret Belki vakıf aşka binaen Bir satır başında ölmekle Eş değermişçesine Hayatını sonlandıran bir es’te Geçit vermek ne haddime Sözüm geçmez mademki kadere… |
Bahattiin KARAKOÇ’A Allah’tan rahmet diliyorum…
Huzur şiirdedir…
_______________________________Saygı ve selamlar..