BABA OĞUL A HASRET OĞUL BABA YA DARGIN GİTTİ...
Baba oğul a hasret oğul baba ya dargın gitti...
Her ne kadar ağlayarak dünyaya gelselerde bebekler.. Bazı insanlar gülmeye meyillidirler doğuştan.. Gariptir.. Eğlenceli hatta belki şen neşeli biri gibi algılandığımı düşünsem de.. Çok zor gülebilen biriyim aslında.. Duygularımın açığa çıktığı durumlar ki naçizane kendi yazıp çizdiklerime odaklı oluyor çoğunlukla.. Bunun nedeninin gönül sesimin kalp atışımın derin gözlem ve içten hissedişlerimin bir tezahürü olduğunu düşünürüm… İki gündür derin bir hüzün dalgası yayıldı ruhuma.. Gözlerim yağmur bulutlarıyla dolu bu çok uzun yılların acı ayrılığının gözler önünde yaşanmasından.. “Acaba o bilinmez alemde kavuştular mı baba oğul birbirlerine?” “Farklı yerlerde olup birbirlerini görmüyorlar nı yoksa?” “Ya da baba bitimsiz bir hasretle mi bakıyor Mehmet’ine hala? ” “Mehmet kırgın küskün müdür bu dünyanın en talihsiz Şairine/ Babasına?” *** Nâzım Hikmet, 1950 yılında cezaevinden çıktıktan sonra Münevver Andaç’la birlikte oldu. Bu ilişkinden 1951 yılında Mehmet dünyaya geldi. Ancak Hikmet ile Andaç resmi olarak evli değildi ve Nâzım Hikmet oğlu üç aylıkken Türkiye’den ayrıldı. Memed Nâzım, babası Nâzım Hikmet’le küstü ve bir daha da babasıyla ilgili bir açıklamada bulunmadı. Karşı yaka memleket, sesleniyorum Varna’dan, işitiyor musun? Memet! Memet! Karadeniz akıyor durmadan, deli hasret, deli hasret, oğlum, sana sesleniyorum, işitiyor musun? Memet! Memet” |