(Ra-be-ayn) ASİ
-ben yorulmuş bir günün akşamüstü hüznüyüm-
Ya zamana gark edip bir vuslata kur beni Ya da gönül ateşe düşmeden durdur beni Ya bu garip perdeyi kaldır deli yüzümden Ya da mes’ul eyleme beni hiçbir sözümden Çare yok bu yalana kanacaksın diyorlar Ve gerçeği yalanla anacaksın diyorlar Madem dolaşacaktı damarlarımda iblis Madem ki saracaktı gönlümü bu garip his Madem ki yanacaktı adsız rızasız yürek Sırra ne gerek vardı peki sırra ne gerek Gelincik çiçekleri var ya o Hak çiçekler Çiçeklerin üstüne kaldı kapandı gökler Çelimsiz bir niyazın eline kaldı Felah Dert üstüne dert bindi eyvah üstüne eyvah An başlar Rahman olan Yaratanın adıyla Ve gün biter sürülmüş lainin muradıyla Bir yanım nefes nefes sabırı fısıldıyor Bir yanım tevekkülde artık son fasıl diyor Bir yanım ezberlerken adını karanlığın Bir yanım nur topluyor zindandan yığın yığın Adilin ellerinde can veriyor adalet Ya kır cehdini zulmün ya da aklı azad et Ey Hikmeti kuşkudan ve suâlden münezzeh Halime ne tarif var ne de mazur bir izah Vaat vaat dolarken zehir iliklerime Bir riyakâr oturdu ruhumdaki yerime Kaldı üç beş fesatın insafına imanım Bir an’dan daha zorba şimdi kalan zamanım Ve kınarlar zatımı tunç hilâlli haçlılar Amacıma buğzeder amaçsız amaçlılar Yüreğim bir kendime bir de sana ayandır Dayandır yüreğimi biraz daha dayandır Varsın isyan edip de zehir kustu desinler Varsın haykırışıma artık sustu desinler Ya zamana gark edip bir vuslata kur beni Ya da gönül ateşe düşmeden durdur beni Ya bu garip perdeyi kaldır deli yüzümden Ya da mes’ul eyleme beni hiçbir sözümden Faruk ATLİ. |