kırlangıç türküsü
bir kırlangıç türküsüdür
bozkır sabahlarında ruhumu ısıtan güneş dumanı tüten ocaklardaki umut yağmur sonrası toprak kokusu gözlerinin içinde eriyip gitmek dalgın günlerin mayhoşluğunda göğ(s)üme tüneyen inanç yalnız kentlerin kalabalığında tükenmez diridir sözcüklerim dilin erozyonunda sapakların korkunç uğultusunda incinen sesim yarının güllerini yetiştirmede usta kimi zaman mermere şekil veren bu eller bu yorgun ve hünerli ama memelerini okşamamış bu eller karşıdan karşıya geçiriyor sevdayı soğuk bir kenttir y o k l u ğ u n mülteci yüreğime sürgülenen çocuk gözlerindeki sevinci tatmak buğdayın altın denizinde ter dökmek bağdaş kurup çoban sofrasına usulca bileğinin hakkını yemek için kardeşce omuz omuza işçiler direniş türküleriyle "sen kavgamın çiçeğisin " bir bir eksilen takvim yapraklarına aldırmadan soluk soluğa sevişmelerimizden geriye yağmurlu dudaklarının izi kor bir alev gibi tenimde ü yara terbiyecisi günlerin ahı mimlenince gözlerine menekşe retinalı kısrağa binip gelirim yeniden ~ bir kırlangıç türküsüdür dudaklarımda ana/dolu sözleriyle desenlenmiş seviyorum seni her gün yeniden ~ |
Ilık akan çeşmenin yanında,
Yıldızlara bakar konuşurduk,
Islak ıslak yağmurlar altında.!
Ayrılık gelince tek gülünden,
Her şey uzakta kalır inanın.
İntikam alırsın bu felekten,
Yüreğinde soğumaz insanın.!
Eylül’ün tadı var işte burda,
Kalbim çarpıyor, her yeni yılda,
Hüzzam şarkıları söyleniyor,
Eskimeyen eski radyolarda.!
Bizim ki kırlangıç sevdasıdır,
Uçtukça yükselir derin sessiz.
Döndükçe bu başım sema zendir,
Artık seni görmemde imkansız.!
Hatırlarım buseyi tadından,
Gül kokusu sinmiş yanağında.
Kaç defa silsem de hatıramdan,
Hala duman tüter ocağından,
Birde, efkar tüter sigaramdan.!
Çok güzel bir şiir insanı bir anda
alıp götürüyor.
Tebrik ediyorum. Bende şiirimden bir bölüm paylaşmak istiyorum.