ŞİİRSEL BİR SIZI...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Siluetinde göğün, Resmederken dokusunu ölümün… Kirli tırnaklarında sessiz şehrin Ölü beyitlere tapan ahalisi yine Bunca imgenin de örtüsünün altına gizlenmiş Bir yenilgi işin aslı. Ve rengi değişti şimdi işin Tüm bulutların menşei nasıl ki kaygılı Varlık rehavete koyuldu koyulalı Laneti sunan bedellerin Esiri olmadan Kaçıp gitmeli yalın ayak Koştuğumuz düşlerin de fitilini yakıp Ve yakmadan yıkmadan birbirimizi Şehre taziyelerin sunan Bir belediye reisi gibi. Resmettiğimiz tüm acıları İnfilak eden ruhun Kezzap yemiş hücrelerinde Kemirgen ve kafir ritüellerin Metaneti doğurgan tabiatın Satır arası varlıkları Bizler ki canlıların en kibirlisi Ve yas’a dayalı başımızın Yaşla şereflendirdiğimiz Her mücbir an’ını Unutmadan gitmeli. İçimize teyelli ne çok şiir Oysaki göbek bağımız yine onların İhaneti: Şiir mi doğurduk? Şair mi doğduk anamızdan? Belli işte: Sevginin ve kalemin ittifakı. Hadi, süzelim en delici bakışlarımızla Evreni kutsayan aşkın Revnak ve kaygan dokusunda Sular gibi gürül gürül akan Tıpası kayıp madem vecizelerin Neye delalet bunca söylem? Neyin inkarı Açık ara farkla kaybolduğumuz düzlem? Göğün merdivenlerine konuşlu her özlem Sona varmayı değil Sonu dahi dillendirmeden… Az evvel öykündüğüm bir düş’ü sahipleniyorum: Hayatın rimeli aktı artık. Akça pakça düşlerin de siyah zihniyetine Muhalif duruşu sorgulandı. Methiyeler sunuyorum bilfiil: Kozasında örgün Sefasında sürgün Mealinde dingin bir rüya dillendiriyorum biteviye. Sahiplendiğim mizacımda Soluklandığım her niyazımda Ve parmak arası kabuslarında Misket oynayan çocukların Şiirsel bir sızı hissediyorum. Yol yorgunu melekler. Aklın melekelerine konan Kelebek misali Yarım ağız uçuyorum. Bulutların tasviri Dermanı mademki dertlerin Bunca şiir ve sızılı yazı. Demleniyorum bitiminde göğün Rahmetli öyküler durağında Helallik bekliyor bizim yolun seyyahı. Yoldan çıkmış düşlerin Beşgen özlemlerinde Kara resimler var: Kara kalemin sünepe varlığı Ve cin Ali çizdiğim o muhteşem rabıta. Göğün karekökünü alıyorum: Sonuç fırtına. Sonra bölüyorum bulutları Tam ortasından ve Üstüne döktüğüm göz yaşı ile Kremasını hazır ediyorum Az sonra esecek poyrazın Üşüteceğini hayal ederek Bir de çay demliyorum Bulutlar demini alırken Melekler nöbete durmuş madem Ben mi? İki dirhem bir çekirdek bir şıklıkla İçimi çekiyorum Aynadaki somurtuk yüzüm Beklediğim gelmedi madem Beklemeye değer miydi, Demekten de öte: Bir kâbusun frekansını ayarlıyorum; Ne de olsa az sonra Kararacak gökyüzü Bir de çayıma iki şeker attım mı… |
Şiir sevdik, şiir yazdık, şiir okuduk...
...................................... Saygı ve selamla.