Suya Düşen
tüm sular bulanıktı, abdal, kağıt paraları saçarken kentin üstüne
buz kesmiş linyit yataklarıyla aynı anlamı taşıyor zamanın meydanında kimsesiz olmak heyhat! -la başlayan cümleler kuran insanlar yok artık abdal karlı bir dağa doğru yaklaşarak uzaklaştı kentin binlerce gözünden ardıçlar gibi ölümsüz tekillikler peşinden gidenlerden sonra kimsenin lügatında bir alay kelam sunmadı o’na bilinmeyen manalar sular hala durulmadı en son bir azize uyuyakalmıştı yolunun üstünde granitten kayan su oldu sessizce dokunup geçebilmek kıyısından o’nu, kentin, duru su başlarından tanıdı heyhat! beyhude katreleri olmaz yağmurların sokaklara ve mazgallara ve çöplüklere yağarken bile su düşer de incinir suya değmezse öyle bir çember çizsin ki tanrı dışında kalalım suretsizliklerden kurtulamayan kim varsa eğilirken suya bulandırmasın. |