Acıların diyarı Kerbela
Muharrem ayı hüzün peygamberine
Matem ve yürek yangını Zaten acı O’nun gönül defterinde yazılı Hangi peygamber ümmetine bu kadar sevdalı ki Keder hüzün katıklı sevdasının mayası Ümmetin âkıbetinin derdiyle hemhal bir Nebi Hud ve Murselat süresini düşününce Bir gecede saçları beyazlayan Seller gibi gözyaşları akan Mahşer gününde ümmetimin hali nice olur diye dertlenen Alemlere rahmet olmak için gönderilen Şefkati engin ve yüce Bir adı hüzün bir adı çile Gözlerinin yaşı cehenneme sütre İnci gibi dişleri ise dolunaya nur olurken Gülümsemesinde bile matem gizli Öyle sınırlı öyle derûnî.. Fâtıması gözünün nuru Gönül aynası ,cennetler sultanı Nûrâni güzelliğine âlemler hayran Ağlaması gülmesi tıpkı babası Babasına ise şefkatiyle sanki bir ana O ki saadethanede büyüyen bir gül goncası İlmin kapısı Hz Ali’nin Şah ı Merdani Haydari Kerrari’nin biricik eşi.. Hz Fâtıma velilerin anası Hz Ali ise velilerin babası Efendimizin mübarek hırkasının Cennet kokusuyla mis gibi kokan Ehli beytim dediği o mübarek candan bir parça Nurdan helezonlu bir aile Hz.Ali’ye Hz.Fatıma’ya Hz.Hasan’a Hz.Hüseyin’e canlar olsun feda Fatıma bir ayağında sallarken kuzusunu Bir elinde de söküğünü diktiği Ali’sinin libası Dilinde de zaten hiç eksik olmayan Rahman’ın zikrullahı O nasıl bir yuva.. Alemler temaşada Melekler etrafında pervane Hz.Hasan Hz Hüseyin İki gül goncası cennet reyhanları Öyle tatlı öyle nazlı ana kuzuları Namazlarının edası Kainatın sultanının omuzlarında Meleklerin yüreğini burkardı bir damla gözyaşları.. Bir bayram bayramlık istedi dedelerinin nazlı ceylanları Hz Fatıma Hz Ali Varlıklarını Rıza i ilahi yolunda döktükleri için Almaya yok güçleri Lakin gönül zengini her ikisi de.. O anda geldi Cebrail Elinde iki beyaz cennet libası Dedelerine bakan iki çift göz Dillerinde minik bir temenni sadece Keşke renkli olsaydı elbiseleri Cebrail nidâda.. Ya Rasulallah su serp üzerlerine Su serpince Efendimiz Biri oldu sarı biri oldu kırmızı Dayanamadı ve ağladı Cebrail Nedendi bu gözyaşları Rasulallah’a verilen bir cevap Arş ı Alayı ihtizaza getirmek için yetti de arttı Dedi ki Ya Rasulallah HASAN’ın zehirlenerek öldürülecek O yüzden oldu elbisesinin rengi sarı HÜSEYİN’in al kanlara boyanacak O yüzden elbisesinin rengi oldu kırmızı Nasıl dayanır buna Kainatın Sultanı Ağladı ağladı yandı içi cayır cayır Zaten evlat acısını İbrahim’inde Kasım’ında Abdullah’ında yaşamıştı Küçük bedenlerini koyarken toprağa İnci gibi gözyaşları yürekleri dağlamıştı Şimdi de cennet reyhanlarının acı haberiyle sarsılmıştı İşte.. Gelecek o ay muharrem ayıydı Matemdi Efendimize Muharrem ayı Hüseyin’in mübarek başı koparılacaktı Al kanlara boyanacaktı Yezid’in hışmına ugrayacaktı Ve geldi de.. Muharrem geldi.. Yer gök ağladı Ciğerler yandı Mahşeri vicdanlar şaha kalktı O nasıl bir acıydı Cennet Efendisi bir damla suya hasret kalarak Şehadetin koynuna dolandı O ay bu aydı.. MUHARREM AYIYDI O yer ise acıların diyârı KERBELA’YDI... |
Kalemin susmasın
________________________Selamlar