gariban
GARİBAN
Kimsesiz geziyor kaldırımlarda. Üstünde yok, başında yok. Selamını alan yok! Kimseye zararım olmaz; İçimi çeker dururum. Hiçbir şey bulamazsam, Çöpten ekmek bulurum. Su içerim. Köprü altları ağaç kovukları evimdir, Toprak yatağım, Taşlar yastığım, Bulutlar yorganımdır. Bu dünyada yatacak yerim yok! Ben garibanım, Akıldan noksanım, Kimsenin tavuğuna kış demem. Kimsenin namusuna göz dikmem. Yağmurlarla, fırtınalarla arkadaş olurum. Kedilerle, köpeklerle konuşurum. Derdimi; Uçan kuşlarla salarım, Gözlerim, ufukta doğan güneşi bekler sabahları… Geceler yârim olur. Girerim karanlığın karnına, Yıldızlara tutunurum, düşmem! Bütün bu çilelere rağmen Yine de şikayetim yok! Ben garibanım, Kötülük nedir bilmem. Toprak olurum, taş olurum, Karıncayı bile ezemem. Merhametim çok… Hiç kimseye kızmam, Çünkü nefretim yok! Belki inanmayacaksınız ama Ben ağlamak nedir bilmem. Benim gülüşümün altında yatan, Duyguyu bir bilseniz var ya: O, duru bir pınardan akan suyun sessizliğidir. O, ceviz kabuğunun yeşilidir. O, yavrusuna kavuşan annenin göz yaşlarıdır. Ve o Öylesine bir sessiz çığlıktır ki Tanrıdan başka duyanı yok!.. Yusuf Yılmaz |
Kalemin susmasın
____________________________Selamlar