0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1097
Okunma

Yıldızlar söndü, gök karardı birden
Dolunay damla damla akan ılık kan ile dolarken,
Renkler soldu, uçsuz bucaksız boşlukta
Kaya, kum , ölü ağaçlardan ve külden başkası yoktu.
Anladım ki çürümüş ölü; umutlar ve yarınlardı,
Dün; boktan, Bugün ise iğrenç bir hastalıktı
Melekler dökülmüş tüylerine esefle bakıyor...
Lanetli kılıcını göğe zaferle kaldıran Şeytandı...
Ve Sen ! Saklanıp korkularından,
Dur ! Ağlama çocuk ne olur !
Gökte çakan ölümcül şimşeklerden her biri,
Sana yükleyecektir öfkeyi kutsayıp lanetle seni
iyliği unut, doğrul düştüğün pislikten !
Ellerindeki bulaşmış kanın sıcaklığından tadacaksın,
Uzak durup da kaçamazsın Lanetlenmiş gözlerden,
Doğruları ve Yalanları tartacaksın belki yeniden
Bir Tabutun içinde o adi ruhunu dinlerken...
Ölüm kol geziyor Kanlı Ovada
Göz yaşları yakıyor irinli yaraları
Unut bu günü, düşünme yarınları
Yara ve yüktür geçmişin hatıraları
Öleceksin kaçsan da göt korkusuyla,
Yakalayacak seni Karanlığın Yarasaları...
Yıldızlar Çoktan söndü, fer yok güneşler de.
Dolunay Kan ile kızardı, ufuk kıpkızıl...
Ölü benzi gibi soldu renkler çoktan,
Kahinlerin kehanetlerinde vefaya yer yoktu her şey çok Boktan
Ellerindeki pıhtılaşmış kanı sür alnına,
Kader çizgilerin derinleşsin kanla,
Ölü etleri çiğneyip, tükürürken doğumlara
Sen bir prematüre bebeksin adanan karanlığa
Serhat Sezer
SS
5.0
100% (4)