ölümün Ninnisi
Ay Işığın da Yüce Ağacın gölgesin de,
Uzanmış kalmışım Toprak Ananın bağrında Gecenin yaratıklarının sesi her yön de, Kargaların ninnisiyle uykuya dalıyorum Bir daha asla gülmemecesine ... Gece buz gibi Ayaz çıkmış , Rüzgar ugulduyor , Toprak da üşümüş beni de soğutuyor, Doğrulmak istiyorum ama çok yorgunum, Bırakıyorum kendimi Huzurlu bir gidişe Bir daha asla geri Dönmemecesine ... Mazi de Yaşananlar geliyor gözümün önüne keskeler , pismaniklar için de, bu bir hüzünmü, Huzurmu bilmiyorum ... Gözlerimi yumuyorum ve kendimi bırakıyorum... ... Babam işten dönüyor elinde Fırından yeni çıkmış ekmekle Abimle müzik dinliyoruz gitar sesi frekanslar ötesin de Ablamla Annem yemek yapıyor onların sesleri karışıyor müziğe Sımsıcak bir mutlulukla bekliyoruz Akşam olmasını ... Hayatlar yeni kuruluyor , yeni doguslar, umutlar yeşeriyor Karanlıktan korkmuyorum hüzün de vermiyor üsütmüyor da şimdiki gibi, Ve ben yine Aşık oluyorum ismini bilmediğim birisine... Derken yine buz gibi gerçekler bürüyor benligimi , Kara Bulutlar bürüyor Ayın çevresini , İçim de bir yerler kanıyor, acıyor Ürperti üşümeye bırakıyor göz yaşım donuyor Kargalar daha gür ölümün Ninnisini söylüyor Topragi avucluyorum... Toprak Oluyorum ... Birazdan kara Kanatlı Karanlık alacak beni, Gücümde yok Arzumda yok diretmeye... Artık sadece ruhum değil bedenim de cürüyecek Bilmediğim garip bir Huzur lan bu , Gidiyorum yorulmadan bilinmezlik memleketine M. Serhat Sezer |