YIKIMLARbu geceyi ateşe veren göç umurumdur peçesi tenimi yırtar suyun yumuşak lakin öldüren elleri vardır damlalar sırt sırta verip bir isyana karıştığında ey simyası altın düşleri boyayan ölümleri ve dirimleri vareden hayat bıçkın delikanlılar ve inatçı aşk aynı akdin çocuklarıdır papatya duruşlu kızlar ve hasret toprağın aynı damarından kabarırlar süngüsü düşmüş zamanın ortasında tarifini akan suya gömdüğünden şiir yalnız akışı görüp sevinenler ne çoktur ne yaradan sızan kan ne reçinesi bir koca sedirin ne de toprağın elleriyle gökyüzüne dizdiği damlalar bunlar umursanacak şeyler değildir gözlerini bakmak fiilinde unutanlar onların şiire susuzluğu gündelik onlar ki küçük esintilerde fırtına koklayanlardır yalandır içinde ateşi taşımayanların dumanlı halleri uysal yaralar taşıyan kuşlaradır kafesler umut bir zırhın deliğinden kaçar dağların bağrını delende geçitler ve göğüs kafesini parçalayan bir kardelendir şiir şair kendi yarasını açıkta unutandır ve yokluğun çemberinde köşe bekçisidir uyanmazları uyandıran bir rüyada 14 eylül 18 ali rıfat arku istanbul |