EylülFildişi kulelerde temaşa Ellerde kristal kadehler vardı Sokaktaki gürültüler, Ve duyulan çığlıklara inat Kahkahalar yükseliyordu gökkubeye Şuh ve histeri nöbetinde… Gölgeler izleri kovalıyor, Ay hicabından titriyordu. Yemin ederek, Kaçıncı mektubunu yazıyordu sevgili, Kaçıncı kelebek konuyordu Rengi solan yapraklara, Omurgasız omuzlarda yükseldikçe adalet Bir eylül öpücüğüydü alnımıza konan Gül kırmızısı rengi, Itır kokusu ile Tunç yürekli yiğitlerin Müstehzi gülüşleriyle son bulan Ya da kahramanların Gölgesiyle buluşuyordu, Zencinin elinde ki yağlı urgan… Bir Eylül gülüşüydü aynalara yansıyan, Silik ve donuk Alacaklı, Bilmem ne adına heba edilen nesildi. Birimi belirsiz Bedeli mukabili yazılmıştı Dikili taşlarına isimleri, Urganlar, yorgunlar, analar ağlıyordu, Taşların gözü çakmak çakmak Birilerinin cepleri dolgun, Diğerlerinin benizleri solgundu. Ve aylardan Eylüldü… Eylül!.. |
Yeter ki sevmmeye gör, İnsanın dengesi bozulur, Mecnun'a döner…
Şiir yaz, şairi sev…
.................................................... Saygı ve selamlar..