Uyunmuyor
Çaylar doluyor bardaklara,
Bardaklar sarı, kahverengi, çamur, Öyle uyunulmuyor ha deyince, Yatakların içinde beden, Benim içimde yataklar dönüyorken, Ne bayat sabahlar, Kabahat gün doğumlarında, Hep birilerini ağartırlar bekleyişle, Hep birileri ağlar zamanlı zamansız, Öyle ha deyince uyunmuyor işte, Başını koyunca kaldırım gibi yastığa, Gıcırtılı tahtaya, Betona, korkuya, telaşa, Yarınlara, bekleyişe, gölgelere, Başın kanadı kırık bir kuş, Her nereye konunca, göremiyorsan renkli rüyalar, Pırıl pırıl, sepya, Ya da sadece siyah beyaz, Göremiyorsan hiç bir şey, Uyunmuyor işte öyle ha deyince. Bugünde ısrarcıysa sivrisinekler şarkılarında, Bugünde kalkıp gitmiyorsa yorgunluk, şakaklarımdan, Ağlama, hüzün; Binlerce duyguya dair ölüm yatıyorsa, çapaklarımda, Benden başka herkes batabiliyosa bataklığımda, Ben sadece çırpınıyorsam, Öyle uyunmuyor ha deyince. Her şey bittikten sonra halen kaçıyorsam, Karanlıksa yankılı sokaklar, Bugün dediğimi, yarın unutuyorsa aklım, Dakikalar içinde değişiyorsa şeklim, Aşağılanıyorsam sürekli, Ve bu dünya üzerinde haksızlıksa tek hakkım, Uyunmuyor işte öyle ha deyince, Kıvrılıyorsa zaman, Eğilen bir ihtiyar gibi kıvranıyorsam, Her yeni güne sızlanıp, ağlanıyorsam, Ve bu cehenneme, Cehennemin meleklerine, Bahçelerine, çiçeklerine, Aldanışa, acısına, gerçekliğine bağlanıyorsam, Ha deyince uyunmuyor işte. Şiir gibi insanlar harcanıyorsa, Gözümün önünde, aklımın ardında, Kalıbıma sığamayıp ağlıyorsam hüngür hüngür, Kalkıp gidemiyorsam paldır küldür, Müdahale edemiyorsam, Çakılı kalıyorsa ruhum betonlara, ’beter ola!’ diyemiyorsa dilim aynalara, Uyunmuyor öyle ha deyince. Düşerse sandalyeler ve düşerde kırılırsa her şey, Bitap düşmüş insanlar uyanırsa ölü uykularından, Ceketimin altına cehennemi geçirip, Yinede üşüyorsam, Baharı, yazı tanımadan, Güneşi görmeden, Sıcaklık nedir bilmeden, Titreyerek devam ediyorsam, Uyunmuyor işte, öyle "ha" deyince! |