suhilâlin sancağına kırıldı ömürsüz oğullar veren fetretin peteğinden ceylan tenli ferman rahmi denize doygun bulutlara karındaş iken ıssızlığından öte apolyontun meydan yazgısına han ve hiç olmadığı kadar tanrı iken toprak yeşil bağın vahdetine soyundu çımbarının katmerli küfüne aldırmadan bir salkım kırmızı su biz aradık yeniden küçük asya sabahlarında mirasyedilerimizden arda kalan kambur hançerin iliğinde çocukluğumuzu ipek seccadelerden topla kemiklerimizi şimden sonra hoca ahmet mermer göğün mat gözlerinden sızan sarı yağmurlar dindiremiyor bozkır yangını susuzluğumuzu . |