tapınmak tapınaksürecek uzaklara göç beden çatılarımızdan düş akacak oluk eşiklerimize gömdüğümüz ölülerin üzerine her attığın adımın kapı kilidinde karşına dikilen taş sureti unutma diye çökecek kent mihrapların kaldırımına sokak bütüne açılan çıkmazlar kuduz it uluması salyalar akacak asyanın yüreğine kerpiç yoğuran güneş yorgun ellerin toprak damlı yerleşkelerden çözülecek zamanlardan bağın avuçları kınalı anaların kadim vasiyetinden kamlar düşecek kirpiklerin algısına kuzeyden gelecekler daha kuzeyden soluk yüzleriyle şeyh ve müridlerin katili olacağım yerel tanrıların boğuk fısıltılarına tapınan papatya dinleyeni kanlı ellerim haykıracak sana gecenin en derininden . |