YANARCASINA
bir yol düşün ki
ne uzasın ne kısalsın mavi göğün altında şatafatsız akan sular gibi bende bütün yollar bir yangına çıkar hem günün unutmuşluğundan hem gecenin kanayan yarasından açılan kapılarda durur imansız bir rüzgar örtük perdelerdir ki silüetleri yutar yorgun günden ayakta kalan sıraya girer bende kaderine karşı çıkan hiç bir suyun kabullenmediği çakıl taşları nizami olmayan bir telaştır kent çakıl taşlarından yapılma bir resme oturtulan ah bir depremin ilk kıpırtısı suya düşer nilüfer olur bana düşer sazende bir balçık göğün kopyasıyla oynaşan kuşlar gelir bir acizliğin dalına konar toprağa çivilenmiş ağaç boşluğunda neresidir bir adla çağrılmasın bir topoğrafın arsız parmaklarında dikteye düşmemiş bölüşülmemiş hiçbir alfabenin gömütünde kimselere tanıdık gelmesin yüreğimin ayazından kalkıp güneşi selamlayan şiirlerim gibi koştum yer betimsiz bir mana ayaklarımı göstermek için dikilmiş anıt eskimeyen bir sestir yaklaştığım durdum zamanın duvarında yokluğuma bakındım külün suskunluğuna sarıldım yanarcasına 05.15 02/08/02018 ali rıfat arku istanbul |