uyuyangırtlak gırtlağa süzüldüler ölü kentin çatısından duman yüzlü uçurtmaların yoldaşlığı gecenin serin göğüslerine sabahsız gecesine zaman sütü kesilen nehirlerin vadilerinde kadavrasına sevişen sonsuzluklar karanlık gölgelere sıvanan suret alın çizgiler yontulayan ustaların imlası sırdı kayıp ruhlar sokağında bir o kadar aşk ve üşüyen demire yasaklı şekiller veren ateş elma ağaçların fısıltılı rengine can damarlarını gömerken kırmızı yeryüzü tanrılarca affedilmeyen günahların olabildiğine çocuksu yanıyla turunç bahçelerin tanından geçen kızıl kafile siyahtı saçları kırlangıçların sevdiğiniz çiçekti papatya güneş ülkenin sıcak tenli toprağına akarak su kalemi kırılan açlığın infazından nil bereketi olmak haktı hatta kuzey yamaçların çan kulelerini kundaklarken puslu avuçlarda esmeraldalar affedebilirdi sizleri ve uzakları arıyorken kayıplarımızı tırnak tırnağa tur dağın koynuna uyuyan asa |