DİDİM DEDİKLERİYıllar önce tatil için iki kez gelmiştim Didim’e. Denizini, plajlarını, koylarını beğenmiştik; ama bir tatil beldesi olarak çok da gelişmiş, temiz bir yer değildi. Dört yıl önce burada küçücük 1+1 bir yuvamız oldu. Yaz aylarını burada geçirir olduk. İlk yılımızda yine yollar bozuk, sokaklar tozluydu. Ne zaman ki Aydın Büyükşehir Belediyesi’ne bağlandı, işte o zaman Didim’e sihirli bir "Topuklu Efe" eli değdi. Ana yollar, caddeler asfaltlandı, tüm sokaklar kilit taşlarla döşendi. Her yan çiçeklerle bezendi. Didim, bir Bodrum gibi, Çeşme ya da Kuşadası gibi eğlence merkezi olan yer değil. Daha çok orta halli emeklilerin çoğunlukla yaz aylarında bir kısmının da kış aylarında kaldığı nemi az, havası güzel bir tatil beldesi. Denize sabahları girerseniz pırıl pırıl, bir çöp bile bulamazsınız. Didim üzerine daha bir çok güzelliklerden söz edebilirim; ama en iyisi önce duygularımla anlatayım Didim’i, sonra da fotoğraflarla… Sabah güneşi boy gösterirken daha Üçüncü koydayım Öyle güzeldir ki deniz Benim gibi birkaç emekli uzanmıştır kumlara Önce soğuk gelse de deniz Bir cesaret attınız mı kendinizi içine Bilin ki yeniden doğmuşsunuz Altınkum, İkinci Koy, Üçüncü Koy, Yeşilkent, Manastır Daha adını bilemediğim koylar Kum, denizde pırıl pırıl su Çarşamba, Cumartesi pazarlarında Bu bereketli toprakların çileğine, incirine, kirazına Doyamazsınız doğrusu “Ne o kardeşim Millet cebelleşirken geçim derdiyle Sen bize neler anlatıyorsun?” Bilirsiniz, onları da anlatırım zaman zaman Benim de öyle hanlarım hamamlarım yok Yıllarca çalışmış iki emeklinin maaşı Söyledim ya daha önce Küçücük, kutu gibi evimiz Öyle şatafatlı bir yaşayışta değiliz Tanıtmak istedim bu şirin tatil beldesini Hevesi olan, yaşamak isteyen böyle bir yerde Varsa eş, dost, arkadaş Duysun bu emeklinin sesini ........................................................... Numan Kurt 31 Temmuz 2018 |