MAVİNİN TENİNDE GÖKYÜZÜ...Mavi’nin teninde gökyüzü Şiirlerin hutbesi ne yüksek, Ne ulvi. Hangi perdeden çalar gece? Nereden yankı bulur özlemin Titrek sesi? Elemin sırtını sıvazladık Mağdur bir düş’ün peşine düşüp. Kirli ellerini gecenin Çeşmesinde aşkı yıkadık yıkayalı Ne yapıştı da yakamıza, Sevmekten alıkoyamadık kendimizi? Kem gözleri lanetin En yüksek dozda Uykunun namert tesellisi Bir ağacın kovuğunda saklı olsak da Sardığımız ve saldığımız elem Kayda değer naaşına selam dururken Hatimlere yığdık yaşları. Yas’ımız elzem Yâd ettiklerimiz aykırı Yasa bildiğimiz hep sevginin teyakkuzu: Sahi ne olacak bu işin sonu? Bir de düşmezken yakamızdan Özlemin flu isi… Göz göre göre şahit tuttuk kaderi Göz süze süze sevdik matemi. Hangi cılız yürek Susar? Hangi ılgıt küser? Ne namert kelam Ne de yanlı ferman Ölünün közünde Bir titrek alev Dibine vurmaksa ferin aldatıcılığında Zuhur eden Goncası sevda masallarının… Kirli yası geceden damlayan Sırlardan bent yaptı gece Zanlardan sıyrılıp zaman Uyudu usulca Unutulduğunu unutmak adına Kadına sarıldı adam Tek dokunuşta yok oldu bu izdiham. Sefasını sürerken elemin, Sanki en elzem kölenim, Demenin de maharet olduğuna Yeni yeni kâiniyim Şimdimle yüklü Dünümü sıyıran yarına dair Düşlerim. |
Mağdur bir düş’ün peşine düşüp.
Kirli ellerini gecenin
Çeşmesinde aşkı yıkadık yıkayalı
Ne yapıştı da yakamıza,
Sevmekten alıkoyamadık kendimizi?
TÜM GERÇEK BU İŞTE VAZGEÇMEMEK KUTLARIM DOST ŞAİREYİ