Belki....
Yürüyelim,
Belki ferahlarız adım attıkça ayaklarımız Ve belki, tüm kinimizi birer anahtar taşı yapıp kaldırımlara Bir sokak boyunca unuturuz. Belki, belki diyorum Her adımı aşktan bir şehir kurarız Kalbimizin o hiç keşfedilmemiş yerlerine Sen, kalbimin kâşifi Mucize adam İzin ver sana şehrimin nasıl şekerden dünyalara taşındığını anlatiyim Soğuk gecelerimin Kibritçi kızından İnsan kalabalığı ormanımın koca ayağından bahsediyim Yürüyelim Daha çok yolumuz var Hem bitmedi anlatacaklarım daha Sana boya kalemimlerinden bahsedecektim Hep en önce biten sarıdan Gri gökyüzünden Ve hep sona kalan siyahtan Resim defterime çizdiğim adamlar siyah yüzlü olurdu mutlakâ Kenar mahallerin gülleri gibi Kenar süslemeri olurdu defterimin Kurutup arasına sakladığım o leylak gibi Yitirdi büyüsünü şehrimin gök kubbesi Yürüyelim Şehrimizin karasahasını kara sular basana kadar O suda boğulup aşksız kalana kadar Aşsız bir ev arkada bırakana kadar Sen, Mucize adam İzin ver bu şiiri burda bitireyim. |
Onunla yürümek, onunla bir şeyler inşa etmek, ne güzel olurdu...
Ama sevmek gibi, "unutmak da" kendimiz için yapmamız gereken bir eylem olmasa idi...
Yine de dilerim ki;
Bir aşk şehri kurar, yan yana düşmüş gölgelerinizle adımlarsınız, tüm sokaklarını...
Tebrikler kocaman yüreğe...
Nicelerine inşaAllah...