SANCI
çıkarıp başımı
medeniyet denen bataktan ağaç dallarına sığınmak istiyorum kuş kardeşlerim kabul ederseniz şayet vurgun yemiş topraklarda kabul görmüş kölelik arzı ısıran amansız düş artık keşfedilmiş incir çekirdeğindeki kıyamet yaşamak boynumuzda bir külfet susmuş masallar ülkesinden pulsuz bir mektup her şeyi apaçık anlatan toprağa yakışmış bir iskelet nereye dokunsak sancılı bir bitmişlik kahinlerin kuytu köşelerden filiz verir kulakları bildiğimiz ne varsa ecel ipini sallayan rüzgarın getirdiği yarım yamalak o sesi işitmişlik özlemi göstermeye gücü yok zamanın dip dibe yalnızlıklar tenlerde sürekli iştahsızlık kapanacağı yok diri bedenlerin altına gömülen yaranın sırrına eremedikçe dirittiğimiz ölüm bütün tufanlardan geriye kalan yalnız sensin kuşkunun oltası ömrümüzde sallanırken işte varız varlık alemi içimizden sızıyor korkmanın faydası yok bir avuç toprağız yani yokluğa dikilen anıtız artık çırpınmak nafile yokluk yerini geri istiyor 14/07/2018 ali rıfat arku antakya |