Hasret Zındanları
Uykumu her gece böler kâbuslar.
Bir korku peşinden sürükler beni. Karanlık odamda gözlerin ağlar. Bu elem parçalar, sanki yer beni. Saklanırım ürkek bir tavşan gibi, Yorganın altında tenha bir yere. Bu korkak bedenin kimse sahibi; Artık teslim olup gitti bir kere. Kim bu karşımda ki asık suratlı? Beni bu korkulara rehin eden kim? Kim bu dehşet saçan alev kanatlı? Anlatsın bakayım, suçum ne benim? Önceden bir peri masalıydı yıl. Şimdiyse kâbusa döndü saatler. İster ümit bekle istersen ayıl… Başka bir şey değil yalan vaatler. Ağzımda paslanmış ağır bir zoka Sanki ruhum lime lime edilir. Karışmış varlıkta varlığım yoka. Söyle burdan sana nasıl gidilir? Hala dokunduğun yerler yumuşak. Hala okşadığın ellerim kuru… Penceremden gel de şu halime bak. Gör ki nasıl yenmiş hasret gururu. Kapımı çalanlar dostlarım sanma. Yokluğun ardından neşe duyanlar… Evet, kara günde dost gelir amma, Dost yoksa derdini düşmanın anlar Bu sokaklar seni benden ayırdı. Gölgeni kaybetti hain ışıklar. Çıktığım her tümsek ateş bayırdı. Böyle bir kadere mecbur âşıklar. İşte ben ordayım ateş bayırda… Yandıkça ruhumda, aşkın depreşir. Belki vuslat satan bir panayırda Sonunda kaderim senle birleşir. Kaçtıkça cisimler, gölge de kaçar. Gölgeleri ancak aydınlık siler. Acep ümit nasıl bir kapı açar? Ne olur Allah’ım o günü göster... Fethullah Ekşi (Merhûm) |
hep yazın daim olsun kaleminiz saygılarımla..