Kırlangıçların Sesleri...
belki
de hiç olmadık varlığımız sakın düşünme icabı olmasın yoksa zincirlerimizi nasıl açıklarım boynumuza sarılmış boydan boya, zamana zamanla kurban olunulmuş taş devri hep içimizde özgürlükler değil midir ki iplere asılan gelen rüzgarla bir bir uçup giden, nehir misali gidiyoruz bazen sellere kucak açarak taşması mekana ne çare yıkılan yıkıldığınla kalıyor ta bir daha ki gelecek sefere kadar, aklın niyaza tahammüle yok bağırganlık çağırganlık sükuta ibraz demedik mi hep böyle gelmiş böyle gider çarkı felek dönüyor dönüyor dönüyor, benden olmayan nasıl yaşasın kurşuna dizilmiş tüm umatlar yalan dünyaya yalan gerek gerçekler intihara mahkum, tutma elimden yanlızlık bana mahsus kırlangıçların sesleri düne kambur ben varsam ben yoksam yine cümbüş... * Berlin,27.06.2018 * Talat Özgen |