EY KUYU!
Ey kuyu... Çocukluğum hatıraların la dolu
Çıkrığa ipini sararken, titiz ve itinayla, Gözlerdim sevinçle gelmeni… Beklerdim tekrar, tekrar; salardım çıkrığı yeniden Sanki yeni gelmişim gibi. Çöl sıcaklığından da kavruk yürekleri Serinletirdi, ferahtı suyun. Uzaklardan gelen ayak sesleri, neşesi Tatlı tebessümlerin gülü, küt küt atan, Durmayan kalbime söz geçiremezdim. Ter basardı, körpecik bedenimi. Ey kuyu... İkimizin de geride bıraktığı bir boşluk, Hırpalanmış, geçmiş bir zaman var dolduramadığımız. Bir mezar yeri gibi derin! İşte şu yanı başımızdaki, erguvani çiçeklerle dolu olan. Ey kuyu... Geldim işte sana yine eskisi gibi. Ne çıkrık kalmış, nede seni sımsıkı saran o urgandan eser. Her şeye hasret kalmışsın! Çevrede ne bir ayak sesi ne de bir neşe... Suyun dahi, öksüz ve yetim... Belli ki, benim gibi. |
İçinde derin anlamlar taşıyor,okurken okuru da düşündüren.
Saygıyla