SURİYE
Gökyüzü kan kırmızı, dökülmekte bulutlar
Top, tüfek, tank sesleri yıkılmış tüm umutlar. Mahşer çığlığı her yer, deler tüm zamanları Koskoca bir ümmetin, en çaresiz anları Ben şaşkın ve öfkeli bu zulüm karşısında Çığırtkan katil sesler bu ibret çarşısında Minik masum bedenler teker teker can vermiş Bombalar eşliğinde şeytan huzura ermiş Ceset binalar kalmış çökmüş vicdan kalesi Tozdan görünmez olmuş güneşin kor halesi. Zaman, servet ve umut yitirirken önemi. Kana doymamış toprak, çektikçe çekmiş demi Ufak bir beden gördüm, kalmış tas da maması Dikiş tutmuyor artık bu insanlık yaması Kimi kaçmış terliği, kalakalmış eşikte, Kimisi de can vermiş büyüdüğü beşikte. Dünya övünür durur güzellik muradında Şeytan huzura gelmiş kan ve ölüm tadında Her duvarda kalırken mermiden, kandan bir iz Dolaştıkça ürperten her kapıda farklı giz Çöreklenmiş mezalim karabasan misali. Bakıyor her enkazdan, Hasan, Hüseyin, Ali... Çocuk sesleri susmuş bahçeler mezar olmuş, Çok yaşamış belki de ömrü bergüzar olmuş.. Mahşeri kalabalık herkes bir yana kaçar.. Bomba yağarken gökten yürekler buruk, naçar... Ölü şehirde bir ses yankılanır aniden.. Bir çığlık susar bin ah ayaklanır yeniden... Son nefesinde bile getirirken şahadet.. Esirgeme rahmetin, ya Allah ya Hay meded. Yazan; Selma ÇANAKÇIOĞLU 9 Haziran 2018 Cumartesi |
Beğendim...
........................................Saygılarımla selamlar..