BİR CEMRE VAKTİ...Suya sabuna dokunmadan Aklıyorsam ömrümü Akları kıskanan saçlarıma Nur yağıyorsa Tıpkı anne nefesinde saklı gibi. Belki yalnızlığın şafağına yakın duruyorumdur Bir cemre vakti, Kim yakalar beni? Kim durdurur içimdeki Kemirgen kurdu? Öldürüp de Rükûa vardığım kendi gölgemde Kayıp minvalin sıra dışılığında Kanıyorsam gül misali Yine meali/m olmayan şiirlere düşüyorsa Yolum, Yolumdan çıkmışlığım da değil asla Yola getiremediğim nice mevsim: Tıpkı ikbali insanların Sırdaşım onca hezeyandan Diri çıkıyorsam Şiir gamzeli hüsranlarımda Acılar biriktiriyorsam Usul usul… Susmalıyım elbette farkındayım Hatta kapatıp gözlerimi Sessizce kendimi sonsuzluğa uğramalıyım Ama ne için sonlanacağım da Son bir utkuyu saf bileceğim Yüreğin med-cezirine Dolan hazanlar Bir de yüzükoyun yattığım Kır saçlarında kaderin Sükûtunu sonlandıracağım Ansızın insanlığımın. Belki bir şiir kadar noksan; Belki bir garip kadar uysal Demli şarkıların mizacında Kırılan kalbimin Ve kalemimin Yana yakıla dert yandığı Binlerce sözcüğü Bana yakın kılan Bir bahar sabahı mı ölmeliyim? Fıtratıma uygun olurdu oysa Kavşağım kışta Durağan bir rahle olsa da Masumiyetin çağrısına Tanıklık yapan abdal yüreğimle Kıt kanaat yaşadığım Kendine has kalabalığında Şunca aşktan nasibini alamayan Kim varsa. Hatta kaydı olmayan Mahrem bir yolculuğun Dibine vurmuşsam Kandil misali Sönmeliyim yine İçime akıttığım afakın; Aşkın azabı değil de Kayıp huzmesinde Bin kat ayıp bildiğim Söylenmedik kelimelerim Yine ant içtiğim ölümüne Yaratan ile ettiğim Söz birlikteliğinde. |