HOŞ GELDİN
Devşirme gözlerini gözlerim’den
Acılar sancılar içinde kalırım Kurudum Hayırsız sevdalardan yana Hüzün bahçem oldu Keder ektim çile biçtim Yanlışlıklar hep beni dergah belledi Dört duvar sırdaşım oldu Kapıyı açan ben kapatan ben oldum Ne gelenim oldu Nede gidenim Ne hali ehvalimi soran oldu Nede hali ehvalimi Bir başkasına anlattım Güneş acılı yanımı aydınlatmaya başladığında Ben yetmiş köyün ağası gibi Başı dik onurlu ve adam gibi Adamlığımla yürüdüm Hiç bir zaman virgül gibi boyun eğmedim Hep nokta gibi dik durdum Dağ oldum çakıl taşlarına Madara olmadım Mihrabıma bakanlar imrendi Bazen kem gözlere geldim bazen Kıskanç bakışlara Dedim ya Güneşim çarşaf gibi üzerime Karanlığını örtüğü vakit İşte o vakit, o vakit ki Acılarımın sancılarımın, dertlerimin uyanma vakti Taş duvarların dile gelme vakti Vakit, vakti öldürdükçe Acılarıma tuz bastım Hüzün yüklü yüreğime Akıttım göz gaşlarımı Ben dağ gibiyim ya, Aklanmış sakalıma göz yaşı yakışmaz, Akıttım yüreğime Sesiz sedasız Durvarlar İyi tanır beni Bey olduğum kadar deli yanımda bilir En çokta aynanın karşısında Dertlerimi günahlarımı Yüzüme haykırdığım vakiti bilirler Hüzün kokar odamın her yanı Ne tadı var ne tuzu Acıyla sancıyla harmanladım Ve kireçten duvarlarıma hüznümü yazdım Açıl ey hüznün mahşer yanı Açıl ki içeri girene buyur çekeyim Hoş geldin sefalar getirdin demek için Sen: Hüzünlerimin ağır maden ocağı gibi dertlerimin arasına Hoş geldin Sen, ne kadar katıksız ne kadar saf ve duru Sen, ne kadar içten ve ne kadar cana yakınsın Bak duvarlar kıskanmaya başladı bile seni Göz yaşı dökercesine hüznün kirecini döküyorlar Varlığın hafifletir acılarımı Hüzünlerimi hafifletti Uzun zaman oldu Yüzüme tebessüm düşmeyeli Unutmuştum gamzemin olduğunu Sayende tebessüm ettim Bu kahrolasıca dört duvar arasında Bakışların o kadar içten ve sıcak Beni bey gibi yürüten Güneş dahi kıskandı Artık karanlıklar Çarşaf olup üzerimi örtmüyor Artık sessizliğim bozuldu Odam senin sesin gülüşün ile dolup taşıyor Ne kadar şanslıyım: Yada sen ne kadar şansız sın Ben gibi ağır keder yüklü biriyle olman Sanırım sen bana, ben sana Hayatın belkide feleğin Hediyesi olduk Gözlerin cennet bağı gibi Bazen bakmaya kıyamaz ken Gözlerimi gözlerinden ayırmak istemiyorum Biliyorum Bana bakan gözlerin Menfaatsiz katıksız saf ve dürüst Sahi : Sen hangi ara bu karanlık dünyama girdin Sen nasılda bu deli yanımı benimsedin kabullendin Öyle yada böyle Bildiğim tek şey var benim Varlığın : Huzur kapım Varlığın aydınlık Varlığın nefes gibi Sen Ruhiyatıma doğan en güzel güneşsin Sana bakmak Kendime bakmaktan daha güzel Sana seslenmek Ölü bedenime can vermek gibi Sana dokunmak saçlarına dokunmak Hayata slm sıkı bağlanmak gibi Diyecek o kadar çok kelam varki Sana dair ve sana dair İyiki varsın İyiki yanımdasın İyiki benimsin İyiki Bu delinin hali ehvalini bilensin Sana güneşin aydınlattığı yer yüzünün Ve gök yüzünün en güzel güllerini sunuyorum Ama sadece bir gülün Kokusunu yüreğime kadar çekiyorum Sana dair ve sana dair Senli sevmelerdeyim İyi ki varsın Aşk... |
Unutma ki, ağzında bal olan arının, kuyruğunda da iğnesi vardır.
................................................................John Lyly.
ŞİİRİNİZİ BEĞENDİM. ............................. Saygı ve selamlar..