DEDEN BÖYLE BİR ADAMDI OĞLUM
-Dedesinin “ad-isti” oğlum Osman Buğra’ya-
Eski bir resmi var şimdi odamda Her kul gibi fani beşerdi deden. İki göz bir evde, topraktan damda Züğürt kral gibi yaşardı deden. Dört beş koyunla bir ineği vardı Meşeden bir çoban değneği vardı Sırtında yamalı “köyneği” vardı Yük sırtında dağlar aşardı deden. Şu ocağın tütsün diye dumanı Çalıştı, “gevredi her gün imanı” Temmuz sıcağında, harman zamanı Güneşin alnında pişerdi deden. “Çift sürdüğü” tarla susuz kıraçtı Üç gün toksa karnı iki gün açtı Ömrü bir hengame içinde geçti Kızar bazen gama düşerdi deden. Bir türkü söylerdi düşünce gama “Lazım olur,” derdi “adam adama.” “Göverip de bostan olmadı,” ama Her bahar köklerden yeşerdi deden. Daha genç yaşında yetim kalmıştı Kıtlık vakti dört yıl asker olmuştu Okuma öğrenip rütbe almıştı “Onbaşı” diye şerh düşerdi deden. Cebinde “yağlığı” üç dört katlıydı Kavruk esmer yüzü Oğuz hatlıydı “Mencilis adamı”, dili tatlıydı Sohbete gelince coşardı deden. Sofrası açıktı, gönlü bol idi Varını paylaşan cömert el idi Yayla yollarında coşkun sel idi Doldurur dereyi taşardı deden. Âlim değil amma arif biriydi Köy yerinde yiğit, “herif” biriydi “Konuya komşuya” zarif biriydi Muhtaca yardıma koşardı deden. Dokuz yıl muhtarlık eyledi köye “Meyitler” okurdu kaymakam beye Her gelen Tanrı’dan misafir diye Ağırlamak için “şaşardı” deden. Adıydı tüm varı, yoktu parası Çok zenginden ağır çekti darası Gocunmazdı zira yoktu yarası Kötünün bağrını deşerdi deden. Ne zalimden kaçtı, ne güçten ürktü Ömründe sadece Allah’tan korktu İhlaslı Müslüman, Türk oğlu Türk’tü Adamın hası bir Avşar’dı deden. Oğlum, deden köklü kayaydı dağda Hâlâ hatırı var ölüde sağda Adamın adamı sattığı çağda İnsanca kalmayı başardı deden. Aslan AVŞARBEY (Mülkî) 01.06.2018-Eskişehir |
İlhamınız coşkulu, gönlünüz heyecanlı ve kaleminiz kavi olsun...
.................................................... Saygı ve selamlar..