Selâm OlsunPek çok yollarda gezdim, çok inişli, çıkışlı; Rızk aradığım yollar, hep yokuşlu, hep taşlı... Bir de ağaçlı yollar, gölgeleri hoş, serin, O yollarda dinlenip, ben âlemi seyrettim. Gördüm dünya ne imiş, neymiş hayatın sırrı: Kurumuş sarı yaprak, düşecek, yok çâresi Ve ne güzelmiş sevmek, yeşil gözün hâresi... Bana bu sırrı veren, yollara selâm olsun... Bunca insan tanıdım, iyisi, kötüsüyle, Kimi el soğuk geldi, bir daha hiç tutmadım, Bazısı sıcacıktı, ısıttı ellerimi, Sıcaklığı avcumda, onu hiç unutmadım. O, içimi ısıtan ellere selâm olsun... Ömrün en güzel demi, dostlarla sohbetteymiş. Kimi söz bir öğreti, kimisi sınav gibi, Bazen, bir söz ardında, bin bir yalan yatıyor, Bazen de bir tatlı dil, ömre ömür katıyor. Sevgi ile tatlanan dillerin tadı başka, Sevgi sunan o tatlı dillere selâm olsun... Ne gülistanlar gezdim, nice güller kokladım, Pembe, sarı goncadan, kızıl güz güllerine... Kimi, hoş kokusuyla gönlü sarhoş eyledi, Kiminin güzel rengi, gözlerimi râm etti... Her birinin dikeni, sinemde yadigârdır, Ömrümü revnâk eden güllere selâm olsun.... Düşündüm de , ne kadar çok takvim bitirişim, Bunca yıldan bu güne bir selâm getirmişim. Şimdi elimde kalan o selâmdır anılar. Yoruldum artık, bilmem ,ne bu kaygı, bu telâş... Vedalaşalım diye, şöyle döndüm geriye, Ömrümün yoldaşları yıllarla sarmaş dolaş, Ardımdan el sallayan yıllara selâm olsun... Ünal Beşkese (29-05-2018) |
Koklanan güller... Uçup giden yıllar...
Hayat bir film gibi...
Kimi uzun metrajlı, kimi kısa metrajlı...
Çoğu dram... Kimi de komedi...
Hepsi bir roman...
Sonunda dönüşsüz bir yol...
Bazen el bile sallamadan gidişler...
Yıllar süren bir roman, bir film, ama aslında kısacık bir an...
Bir rüya... bir masal... Bir hayâl...
Bir şiirimde yazdığım gibi, yanıp, kıvrılarak yanıp dökülen bir kâğıt külü sanki...
Ne mutlu hoş bir seda bırakanlara...
Düşündüren, derin bir şiirdi.
Gönülden saygılarım ve sevgilerimle usta...
Her şey gönlünüzce olsun...