~nâme’ki
nâme’ki
Mektubuma cevap diye üç damla yaş göndermişsin bir dipsiz bakış bir süveyda kaos, ki arka planına işlediğin gülümsemeyi koklayabiliyorum kotarabildiğim kadarıyla bu cılız ruhumla seni anlamaya gayrete azimliyim sanma ki talimliyim cesaretim için talihliyim belki çağ yangınında yananı serinletmek zordur bilirim gün yanığı geçer de çağ yanığı hep bir sızı bırakır, yaktığ’ruhun zifiri hücresinde sanırım bir tür immün sistemi vazifesi vekaleten belki de bundan yalnızlığı en yalın anlamıyla kucaklıyorsun gamzelerinde müstehzi misillemelerle direncine hayranım hayranım direncine hani titremiş ama üşümemiştin eksi kırkbeşinde soğuğun terlemiş ama beklemiştin artı kırkbeşinde sıcağın “bana ne “ leri ve bahaneleri müebbetle sınamıştın söz dağarcığındaki billur kulede senin olduğun yerde hep bir eksikti yeis bir fazlaydı umut “yap ve unut” derdin gece hummalarında kendine bir yetim kimsesizliğinde girerken kalabalıklar ortasında yeni yıllara bugün senden çok bahsettim kızarsın şimdi gökyüzüne bak en parlak yıldızı bul ona astım selamımı say hicranımı kokla lakin sen cevabında aracı kullanma dua et ülkem ve yarınlar için yeter Farzımuhal |
yağmurlar nazlı
ve ya korkak
ya da merhametli
ıslatmak istemiyor sayfaları...