ISSIZLIĞIM KADAR GERÇEK...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Bir sarkıtta asılı damla hüviyetindeyim: Yüreğin kem gözlerden çektiğini Emen lanetin en tepesinde Büyüyen ilahi bir acıyım. Yarımın yansıması Aslında yarınla tokalaştığım Dünün yüzü suyu hürmetine An’ın gıybetine kapıldığım El-âlemden alacaklı Bir kusur kadar dalgalıyım Yine içimin iksirinde Şehla gözünde bilinmezin Tufanına kapıldığım Ahretlik aşklarımın batılında Bir hezeyan öbekli Düş çukurunda Yaratan kutsadıkça Ölmeyi şerh düştüğüm Yürek boykotlarında Deli fıtratın Tuzağına düşmüş bir garip abdalım. Ah’ımda saklı dünlerim Belki’lerimi öğüttüğüm günlerime Sehven inanan meleklerin Kumpasa düştüğü Zulüm odaklı hayatın Mahşerine yakın Bir sevda masalıyım. Yine indinde; Hangi mevsim değil de İrkildiğim bir ikilem babında Gel-geç aklın kuytularında Huzursuz bir ruhun Eşrafına konduramadığı Zulümden bihaber Bir yürek sancısıyım. Kambersiz tüm ölümlerim Aşksız düğünlerin Kör düğümüyüm Yine içimi Beyit beyit pazarladığım Şunca şiirde Bir kör gazabım: Ritmik acılarında Devranın en karanlık sulhunun nezdinde Garipsenecek bir kör noktayım. Belki fazlaca muhalif Belki kibirli rüyalarına aşkın talip Belki yükümlü Kimine göre hükümlü Allah katında En sefil ölümlü. Zamanın ölü gözlerinde saklıyım, Akladığım İlahi acıların Piri bir ritüel Yine savsaklandığım ömrün Kayıp kehaneti. Şimdi hücrelerimi öldürüyorum tek tek. Hicabın getirisi Belki kuru çeşmelerin Suya özlemi. Tıpkı aşk gibi istikrarsız; Tıpkı sayaç gibi Arkadan kurmalı Yoksa aksayan ayak sesleri mi Kaderin? Hani dokunduğum; Hani unuttuğuma mizansen hazırlayan Aslında unutulduğumun tetikleyicisi Her bir imge: İçimdeki dünyadan arakladığım: Dünü böldüğüm günlere Güne biat bölündüğüm hece hece. Kusuru kendimde arayıp Tam da gözünden vurduğum İştiyakın kör nefsi Bilumum acıdan nemalanıp Aşka ihanet ettiğimin bildirgesi Yine saklı tuttuğum sayısız şiir. Kehanetlerin aslına vakıfım: Gözlerin nazarında Kırık bir boncuğum. Yine düne delalet: Binlerce ısrarı içtiğim İftar sonrası Kundakladığım tüm duyguların Tek muhatabı Şu sefil iç sesim. Haznemde saklı tek hazinem: Ölçümünde içimdeki dizelerin, Kardığım ölümlü düşlerin Nifakıyım belli belirsiz şerh düştüğüm Ülkülerin sarnıcı Aslında sancılı yalnız fıtratın Habercisi: Yine adımladığım kadar ıssız; Issızlığım kadar gerçek; Gerçekten kasıt Ela gözlerinde kaderin Adam boyu bir özlem Sevgiye ve müttefiki Sayısız şiire Sunduğum hüznü Yediremezken kendime Yine cahilce sevdiğim Bile bir ölçüt Allah katında. Gönül gözümde saklıyım asıl Belki asılsız iddiaların tetikleyici Söylemlerde iz sürdüğüm Yine kendimim: Kendimce bir özlem, Kendimce katık hatta Kanıt Belki ürediğim defalarca Nimet bildiğim hüzünde saklı Tutulası birlik ve sevda denen Mefhumlarla ördüğüm mutluluk masalında Olsa keşke muhatabım. Olabildiğince eklediğim Derken eksildiğim Denmedik ne kaldıysa Ölümüne sır bildiğim Ama ifşa etmek boynumun borcu madem Asılı kaldığım göğün Tüm rahmeti olsun üstüme: Ölmeden defalarca ölmeyi nasıl ki Nimet bildim Varsın bir kez daha öleyim Şiirin dizelerinde. |
belki kuru çeşmelerin
suya özlemi
yada aşkın istikrarsızlığı bu yüzden
süpersin gül hanım
sen özelsin
berhudar ol