ANNECİĞİMİN SON NEFESİ
Haziran ayının beşi, saat iki buçuk sularında
Büyük kıyametin koptu yanıbaşımızda Kıyamet Seni alıp aramızdan götürdü Bizim de bütün organlarımızı söktürdü Sen nefesini vermeden ben zaten ölmüştüm Ahiret alemini, Sen’den önce görmüştüm Sonra kendime geldim, ama baygın ve sersem İflas ettiğinden taşıyamıyordu beni cüssem Anne, hayatının güzelliği kadar ölümün de güzeldi Diğer güzel hasletlerin gibi o da Sana özeldi Yüzünün nuru beyaz kefenine yansımıştı Seni gören ölü değil, daha diri sanmıştı Haberin çabuk yayıldı Bingöl’de, Türkiye’de Herkes bizi sorar iken, biz sürünüyorduk yerde Çünkü dün var olan Annem, bugün artık yoktu Hepimizin beli tam orta yerinden kopmuştu Sen ölünce tüm ilaçlar, serumlar eczanede kaldı Dünyanın son suyu ile de miden yıkandı Senin ölümünle birlikte Dünya da son bulmuştu Zaten gömüldüğün gün güneş başka doğmuştu Anne, dünyayı terk etmen ile hastaneler de boşaldı Uzman doktorların birçoğu boşta kaldı Meğer dünyanın bütün hastalıklarını taşıyormuşsun Hem de içine hapsederek onlarla boğuşmuşsun Anne, kabrin aynen bir cennet bahçesi İçindeki ses, Hz. Ayşe’nin, Hz. Fatma’nın sesi Hani o gördüğün Cennetül Baki, Cennetül Mualla Tıpkı onun gibi, yanında sönük kalır bu Dünya Anneciğim, ‘’annesizlik’’ yeryüzündeki acıların en acısı Bu acıyı vermez yeryüzündeki toplam acıların sayısı Onun için anneler hep başa taç edilmiş Dünya kurulduğundan beri bu adet devam etmiş Anneciğim, Sen bizim her şeyimizdin Evimiz, barkımız, aşımız, ciğerimizdin Onun için Sen olmadan yaşayamıyoruz Allah’a duamız, her gün rüyamıza gir diyoruz Anne, sensiz dünya malını neydeyim Sıkıntımı, kederimi kiminle paylaşayım Kaybettim yolumu, pusulamı Kimden yardım isteyip bulmaya çalışayım Anneciğim, bütün sıkıntılarda başta koşardın Ne oldu diye detaylı sorardın Tam öğrenip çözüm bulmadan Gece sabaha kadar uyuyamazdın Senin hapşırman bizim hastalığımızdı Senin hastalığın bizim ölümümüzdü Senin ölümün kâinatın sonuydu İşte böylece her şey sönüp yok oldu Anneciğim, mezarına geldim, bana hiç ses vermedin ‘’Üzülme! Bak artık iyileştim’’ demedin Oysa son nefesine kadar bize hep seslenirdin ‘’Üzülmeyin, ‘’bakın Ben çok iyiyim’’ derdin Anne, gözlerine, kulaklarına toprak doldu mu? Başına koyduğumuz taş Seni yordu mu? Hani Sen karanlığı aydınlık kadar severdin Kabrinin karanlığını da sevip uyudun mu? Dünya sıkıntılarını üzerinden atan vücudun artık rahat mı? Mezarındaki güllük-gülistanlık tamam mı? O çok sevdiğin peygamberler, ashaplar Gelip kabrinde oturdular mı? Anneciğim, nereye baksam hep Seni görüyorum Tabiatın bütün olaylarında Seni izliyorum Hayatının filmi zihnimde dolaşsa da Seyretmeye asla doyamıyorum Anne, Sen rahat et ebedi istirahatgahında Ben sürünmeye devam edeyim bu Dünya’da Çok büyük sıkıntılar yaşadığımda Yüzüstü bırakma gel yine imdada Ey merhume annem, anneciğim Ben bundan böyle her gün öleceğim Bu fani Dünya yüzüme gülse de Artık hiçbir zaman içten gülemeyeceğim Ahiret hayatından bazen selam gönder, emi Sıkıntılarını giderip deşarj et kalbimi Dünya’nın tüm nimetleri önüme serilse de Vermez, verdiğin hazzın binde birini Ya Rabb! Ahirette Anamla buluşmayı nasip eyle Bu mesajımı tüm Nebilere, Peygamberlere söyle Kıyamet günü olan roj-i mahşerde Cümlemizi merhamet edeceğin kullarından eyle |
FİLAT YAZICI tarafından 5/13/2018 10:49:11 PM zamanında düzenlenmiştir.