Adımdaki yıldıza...
Sustun, sustum.
Biz sustukça dinledik seninle. Gözlerimizden geçen gemiler alıp götürdü kelimeleri, Biz el salladık mendilsiz. Gereksiz birkaç cümle tutamazdı bakışlarımızın yerini. Yol vermeliydi bilinçle kurulan cümlelere. Sabahı karşılayan sessizliğimiz oynatmalıydı dünyayı yerinden. Durdurmalıydı zamanı yaslanışımız, Göz göze lafazanlığımız. İki kayıp gönül, iki sevdalı yürek, iki suskun deli, Bir ruhtuk iki ayrı bedende yorgun. İsyankârdık doyamadıklarımıza, Avaz avazdık yaşanmamışlıklarımıza. Biz seninle bekçisiydik iki suskun balkonun. Şimdi başka şehirlerde yürüyen insanlara bakıyoruz, Ruhlarımız yangın yeri, alevler biriktiriyoruz o şehirden bu şehre. Kavuşma sahneleri üretiyoruz kilometrelerce ötede birbirimizden. Kavuşmalardan sonra bıraktıklarımızla yetinmeyi öğretiyoruz kendimize. Göçten yorulmuş kuşlar gibi yüreklerimiz. Bir yerde durmak biraz susmaktı tek istediğimiz. Biz seninle bir liman gibiydik, bir gar, bir bekleme salonu ıssız. Gelip geçenlerle doluyduk, gelip geçemiyorduk. Biz seninle yırtılmış mektup, Yakılmış birkaç resim, Tamamlanmamış, öylece kalmış eksik duygu ustasıydık. Her geçen gün artıyorduk noksan tarafımızdan, Kalfasız çıraksız, dükkânsız. Biz seninle tutkaldık, merhemdik, tütündük. Kırıkları toplayıp yapıştıran, yaraya sürülen, sızlayan yere basılan. Kırıklar, yaralar o kadar çoktu ki hiç sayamadık. Biz seninle ışıklı iki şehirdik. Gölgeler di kovaladıklarımız, hiç yakalayamadık. Biz seninle; İki kayıp gönül, iki sevdalı yürek, iki suskun deli, Bir ruhtuk iki ayrı bedende yorgun. İsyankârdık doyamadıklarımıza, Avaz avazdık yaşanmamışlıklarımıza. Ben Asumandım, sen Zühre. Yıllar önce aynı şehrin iki güzel ilçesinde, İki doktorun popumuzda şaklayan eliyle bağırmıştık hayata. Ve o gün kurulmuştu bu bağ. Bana gökyüzü; Yıldız dedikleri gün sana. Biz seninle; dallarımızı paslı makaslarla budayanlara, Düşürüp kanatanlara, sesimizi kısanlara inat gideceğiz buralardan. Ağaçların yeşili, denizin mavisi, Kuşların ebrulisi karşılayacak bizi kasabamızda Ve mühürlü kapılarımızı açacağız bir gün ardına kadar. |