Fincan
İçinde bin bir canla dudağa candır fincan
Edasında incelik duruşunda albeni Habeşistan’dan gelen dilberdir ona mihman Sanki Leyla yanağı acı kahveden beni Fağfurinin sırrına vakıf ateşten dudak Mırra sadeliğinde hikâyesi okunur Fiske vursan avazı olur hayallere tak Sızım sızım sedası sinelere dokunur Fincan ehli zarafet bir afetin elinde Elif soylu parmaklar kulpunda onun nakış Yeni doğmuş ince ay kemer ince belinde Kirpiği ok periden yadigâr kalan bakış Bazen sükûta mühür bazen söze girizgâh Ateş tenli perinin hüsnüne mihmandardır Onun sinesinde sır Leyla’ya dair her ah Koyun cezveye suyu belki de zaman dardır İçinde kahve ile fincan bir ömür gülü Sohbete katık olur uhdesindeki nazan Dökülür iklimine dem dem Leyla kâkülü Beslenir dört mevsimde edasına hüsnü zan Ankara, 20.04.2018 İbrahim Kilik |
Kalemin susmasın
____________________________Selamlar