GEL KURTAR
GEL KURTAR
Bir çığlık duydum Gecenin zifiri karanlığında Parça parça olmuştu yüreği belli Gözlerine kara gölgeler düşmüş çırpınıyordu Taptaze hayatının baharında bir gencin Siren sesine benzeyen çığlığı idi Gel kurtar der gibi Titreyen o sese Gitmeliyim Ben neyim ki Toprağa damlayan bir damla su Belki söndürürsün ruhunu sarmadan o yangını Ben kimim ki Kendi yağıyla kavrulan bir zavallı Ama bir teselli bir tebessüm Karanlık kuyuda kıvranan bu gence Belki bir ip olur Gitmeliyim Bu can bu tende Bu yürek bu canda Bu vicdan bu yürekte ise Gel kurtar diyen bu gence gitmeliyim Yoksa solacak bu çiçek Kanatları kırılacak bu kelebeğin Durma git Tut ellerinden Titreyen yüreğine üfle Ruhunu okşa Onunda hakkı Hayata tutunmak Yoksa bağıra bağıra ölecek O çocuğa bakıp bakıp geçenler Korkak yürekler Gidin evinize oturun sofranıza Yiyin için geçin televizyonun başına Özgürüm diyorsunuz Hayır Siz zevkin ve bencilliğin tutsağısınız Halbuki ben özgür olacağım Çünkü o çocuk Kurtulupta baktığında Gözlerindeki ışık bana değecek Sıcaklığı beni ısıtacak Bu adam Benim Ge kurtar diyen çığlığımı duymuştu diyecek Benimse ayla kesişen bakışlarım Alnıma huzurun mutluluğun ve özgürlüğün çizgilerini yazacak… Yusuf Yılmaz |
Kalemin susmasın
________________________Selamlar