Kokusu..
Ne öpüşü tanıdıktı,
Ne dokunuşu. Ne yüzü bilindik geldi, Ne sözü, ne özü. Ama kokusu. Başa bela. Gözlerim kapandığı anda, İliklerime kadar titredim. Sıcaklığında kavrulurken Hani o hep üşüyen ben, Yandım ha yandım. Gördüm ki vardım. Sandım ki yabancıydım, Ama tanışıyorduk en baştan. Böylesi daha iyi. Çünkü kaldığı yerden devam edemiyor insan. Her şeyi unutup, Baştan başlamaya karar verdiğimde, Dudaklarım titredi son bir kez, Mani olamadım. Gözlerimden akan bir kaç damlayı Sarılma bahanesiyle üzerine sildim. Görmedi sıkıntı yoktu. Midemi bulandıran geçmişe dönersek, Kusmadım hüzünlerimi, Haberi yoktu. Kendime gelmek için derin bir nefes çektim. Kokusu girer girmez içime, Dolar dolmaz ciğerlerime, Daha da solmam sandım. Sanki çiçek açtım, Dallarım sarmalamak istedi tenini. Dudakları yine cennet meyvesi, Tadı yasak elma kadar güzel. Kollarındaki bendim, Ama ben değildim de sanki. O kur yaparken boş boş bakıyor, Yüzümü adımlayan dudaklarının Gerçekliğini sorguluyordum. Sonra kokusu kandırdı beni. Ben geldim. Ben tam geldim kapısına, O gitti.. Ben kendimle savaşırken, Onunla sevişemedim. Kendiyle sevişti. Sonra sevdasını kuşanıp bitti. Gitme güzel, Bitme güzel. Öyle ki yeni geldim. Öyle ki gelişim sana. Gitme güzel. Bitme güzel. Öyle ki muhtacım kokuna.. . . . . -g.d |