sadece ikimiz
geçer demekle geçmiyor be gülüm
farklı işte bu terazi. acısı, sancısı, etkisi, hissiyatı, farklı ruhaniyeti, bazen keşke diyorum, söylenmeseydi de kalsaydı kalbimizde, duru ve sapasağlam kaybolmasaydı aşkımızın masumiyeti !!! yapamadım işte, tutulmuyor ele avuca gelmiyor fırtınalar insan bilmiyor ne yaşadığını ne yapacağını, farkında değil, kendinden çok çok uzakta olduğunun ve dalıp gidiyor bir yerlere süzülerek ufuklar sanki mesken tutulmuş, kolu kanadı.. gözler, gözler diyorum tek başına hüzün ordusu akıp gidiyor damlalar, hüzünlü bir şelale gibi biteviye ne hissediyorum ben, biliyor musun ? neler geçiyor kalbimden-aklımdan bir bilebilsen? hani yirmili dönemler var ya? dolu dizgin olduğun esip yağdığın, ele avuca sığmayan fırtınalı dönemler bir delice sevda bu işte. delice bir muhabbet delicesine bir bağlılık anla işte…. yüzeysel değil aaa !!! insanı tam kalbinden vuran, esir alan mutlu bir hastalık, ruhunu sarsan ve mütemadiyen etkileyen, ve de... ne hissettiğini bilen bir kalp var ortada, ve inandığı kalbe razı, insan kendiliğinden inceliyor, inceltiyor, bu aziz duygular, bu safiyane mutluluk, bu yoğun hissiyat, yoğun bir hissiyat ki; tüm benliğini kaplayan eriten bir sıcaklık , alev alev kor gibi, yüreğinde dilini bağlayan ne biliyim, tam anlatamıyorum işte; gönlümdeki fırtınayı benim lisanımda bir aşk bu, gönlü fetheden bir kelam. tutulamayan kesintisiz bir arzu işte, ele avuca sığmayan düşünüyorum da her tarafım güz gülleri her yanım eylül, senin gözlerinde açan çiçekler tertemiz, senin masumiyetin ben kapısı penceresi olmayan ev gibi ıssızım içimin derinliği Yusuf’un düştüğü kuyu gibi yüreğimden geçen ırmaklarım var gönül bahçene akan kalbin ben diyorum, ama inanın ben seninim, sevdim o kalbi ismin kadar çarpsam seni yirmi dokuz harfle dünyanın bitişine kadar yaşasam zahir ömrümde, yine sen derdim dünyalık cennetim, her an yanımda olsan da hep özledim gözlerin bana, bazen umutsuz bir mektup okur yine de her an birbirimize teselli verir, bozmayız moralimizi yüreğimiz de dinmeyen sızımız bizim, ama mutluca, ben senle anladım aşkın muhteviyatını, yoğun hissiyatını tebessüm demek olduğunu, çatışma olduğunu , sadece sevdiğinle olmak demek olduğunu ve yalnızlık olduğunu.. aşk duadır bi tanem yakarıştır Yüce Rabbe aşk kaybolmaktır sevdiğinin gözlerinde ve hissetmektir istektir aşk ibadettir, küçülmektir dokularında, ve aşk kaybolmaktır sevda girdabında çünkü biz imkansıza talip olduk gizlice bekleyelim bahar çiçeğim, sabır tutalım incitmeyelim birbirimizi tırnaklarımız hayatın sırtında olsa da düşmekte var kuyulara ama hep dik durup öğreneceğiz ayağa kalkmayı, katlanacağız zorluklara sabır olsun bir yanımız, dalımız olsun bize doğacak elbet, beklediğimiz güneşler bir gün düştüğümüz kuyular bizim için erdemdir, aşk ölümsüz iksirimiz gök kuşağı kutbumuz olsun, bi tanem güneş, yağmur ve toprak kaderimiz, bir harf, bir satır, bir kelime ve cümlede birlikte olalım sadece ikimiz… *** yusuferdoğan |
Kutlar, selamlarımı sunarım Mevlana Torunu.