kapıdaki
Açık kapılar olsun yara namına
Pul pul dökülsün zamanın duvarları Ki Açmasın acılara tutamak büyük esintiler Durduğum yere fırlatılmış mübtesip hüzme Kusursuz gökkuşakları, elemli sonralıklarda başlıyor Başlıyor, Devreden günün fazlalıkları Eksiltilmiş cümlelerle uzanıyor bahçesi masumiyetin sözün dışarısına Saklı ve metruk Uykulu göz boyamalarla aşkı örneklendiren mecazları kundaklayan Kırk çeşit toprağı avuçlarımla buladım Karmaşıklık üslubun kesintili yakası Bir kerelik o kararsızlık perdesi Karanlığa gark olan ışığın Cinleri Açık kalmalı kapılar Yara açılarak kan içinde Tüm süzgeçlerden geçiyor Aklın duygusal okkalarıyla yerçekimi Aramızda endazeler ve ipek Kılıçtan kör, mihnetten zor sanatlarla af dileniyorum Tanrım, İçime salınan atmacalar Çığlık ve yırtıcı Geceye en alçak yerlerden geçiyor Jilet ve kesik binlerce iç ses Bütünlüğün fahiş/e parçacıkları Açık kalmalı Sevişirken, Sonunda, abecesi elifba’larımın Başında alfalı antik benzetimlerin Sığdıramadığım duygusuz bağırmalar Meczup Meczup Meczup Cin tutmuş öyküler var. Aşk karşı duvarlara çarpıp yokluğa karışan Barışık gülüşlerle dünyaya el uzatan kısımlarla eş Ne ki bu anlamsız reverans? Nefretle esenlik esiyor Eğiliyorum. |