elimde kalan son şey ' umut '/ Gül tarlalarına mayın ektiler anne! Sakın gideyim deme. / ’ Kalahari kadar büyüktü umutlarım ’ düşlerimi her eşelediğimde, güllerimi makaslayanların bende bıraktığı kuru dallarda kaldı çocukluğum. açmamış taze fidanlarımı kopardılar kandırdılar taze kokulu düşlerle vurdular gençliğimi uzun namlulu silahlarla. kanattılar elimde kalan son şey ’umut’ bir veda sahnesinin tam ortası içimde kalan son şey ’ hüzün ’ çağırıyor yine eşkıya türküleri.. bakışlarımın zamanı gütmesinden daha önceleri. uzaksın anne! Kurduğum düşler uzak. geçmiyor destansı öyküler gözlerimden. Gel al beni buralardan bir gece bir gece in şehirlere saçlarımdan tanırsın beni Kirlettiler anne! en çok ta kalbime sapladılar kirli ellerini... umutlarımı, insanlık pazarlarında satışa çıkardılar. yaktılar... firuze renkli fresklere kaçtı ifadem sustum! artık hiç bir su, hiç bir sabun temizleyemez kirlenen benliğimi. bişey kalmadı Yakındır ölüm gelmezsen, sökecekler kökümden aynı yaptıklarına benzesin diye. Yaptıkları bir şeye değsin diye. Tat mı bıraktılar ağızda... yıkandığımız çeşmeleri bile kuruttular. kirli bakışları hep korkuttu.. Şimdi sabahlarımızı da aldılar sormadan. uyutmadılar bir türlü.. her gece utandırdılar sadece. Oysa ’’öğretmen’’ olmak istiyordum ne zaman biri sorsa. Yoruldum anne! gelmesini beklemekten ölümün. okusaydım böyle mi olurdu? Şimdi hiç anlamayacağım seninle olmayı anne! taa bu bedenim seninle toprağa girmedikçe. |
Tebrikler selam ve saygı ile
Not günümün şiiriydi