boğuluyorum
içim de çölleşen kurak bir mevsim mi var?
yağmurum da kesildi, esmez oldu rüzgarım yalnızlık dikili ağacım, gölgem bana yadigar kendi yağımla kavrulur, küllerim de ben varım *** sen artık ümitte besleme, bırak akmasın Nil, Mısır ülkesi gibi kurusun, gönlümüzün tarlası. hani taş taşımıştı gagalarında, o küçücük ebabil, hani bir mucizeye şahit olmuştu ya, gökyüzü atlası. *** susuyorsam eğer, kendimce, elbet bir sebebi var ki; söyleyemem, bırak sözüm bende kalsın bir günün akışındaydı, neydi bu kırılganlık habibi? gözlerin söylemesin, bırak, gözlerin gözümde kalsın. *** yoruldum, söylediğin her şarkı da, yoruldu bakışlarım hüznün girdabındayım, düğüm atarlar boğazıma bi dünya zindan yüklüyüm, söz yangını efkarım geceler beste mi yapar ne, karanlığın koynuna.? *** bazen, yollar bana dar geliyor, benzi solgun ışıkların hangi umudun rengini yansıtır, fırçalarda ressamın? her kelimem yas tutar oldu, gidince gelmez baharım hiç bıkmadan büyüttüm içimde, lakin, ötelerde hayalim. *** boğuluyorum, bu sevda sanırım, ömrümün son sevdası hüzün koklayan bakışların vardı, kalbin kalbimin şuası bu yaşıma kadar çarpıştığım dı; şiirin, içimin son kavgası içimden geçenleri bir Rabbim bilir, o ki; gönlümün son duası. *** yusuferdoğan |