toprak bir gün alacak
daha adını bile koyamamışsın, hala kendi hanende
duygu selimi, sevgi selimi, yoksa deniz mi köpüğü ? derin hisler göz kırparken, saydam gök kuşağı renginde keşke hiç bozulmasa diyorsun, bu alacalı hoşça büyü. *** halbuki; kırlarda bile her çiçeğin bildik bir adı vardır sen, rüyada mısın gerçek misin neye koştuğun belirsiz? halbuki; ne yüklendinse; aşk, vefa, yaren, hakikatin adını alır bir ışık huzmesi ki, ruhlar çukurunda, ayağa kalkamaz sensiz. *** kelimeler bile aciz kalıyor senin bu değişkenlik ruhuna sen, kendi dünyanda şartlanmışsın çilesi içimi kanatıyor gölgeler gibi didişip duran her bir şeysiz hiçbir şeyiz ah’ı hu’ya bağlayamadık, hasret her gün içimde ağlıyor. *** hangi bulutların seyrü sefer ettiği bir ülkenin göz yaşısın hangi dilde sevda yükleneyim, yeni kelimelerim işe yarar ? göz bebeğinden göğsüne geçip , öpmek istesem tüm kalbini sen bu alacalı rüya aleminde, alamazsın yine bir karar *** aslında biliyorum kararını, çünkü zorlamanın da bir mantığı yok kendi halinde bir gezegenim , dokunmayın artık benim dünyama çok konuşmakta yitirdi anlamını, boşa sıkılan kurşun misali bu son nefesim bitsin istiyorum, artık girmesin kimse rüyama *** herkes çekip gidiyor, yağmurlar gibi, tüm tortular içimde birikti inanmıyorum, bundan böyle aşk masalına, inandığım çekip gitti yüreğim de, bıçak kesiği sızım var, dokundukça bin ah işittiğim ben kendini kendi dünyasında kaybeden, hayallerinde bir yitiğim *** sıkışınca ben söz vermedim, isyanım buna, tutunduğum değer kelimeler bile isyanda artık, kirlendi ruhum kendimden eser bende seni kaybetmemek için, sevmek diyorum her şeye değer bir gün bakmışsın dört kişi yüklenmiş, bağrına basar toprak sever. *** yusuferdoğan |