YÜREK SIZIM...
içimdeki yürek ağrısı kapladı her yanımı.
Yaram büyüdükçe büyüyor,
acım arttıkça artıyor,
sardı bütün benliğimi.
YÜREK SIZIM...
Bu derin yarayı sarmak,
beni bu acılardan kurtarmak sana düşer.
Dön ve bu yaralı kalbimi iyileştir.
Yeniden...
Yeniden tattır bana aşkın en güzel duygularını,
en içten yaşadığımız,
o yüreğimizi hoplatan sevdamızı geri ver bana ne olur geri ver.

Yanlızlık içimi her gece bir kor ateş gibi kavuruyor.
Gözlerim gece olunca semayı izler,seni gözler.
Bir yıldızın parlaması,bir işaret olur,umut olur
senin hasretinle, özleminle yanan bu yüreğe.
Hele bir de gökyüzünden bir yıldız kayınca,
kalbim yerinden çıkacak gibi heyecan duyuyor.
Sanki bana koşar adımlarla dönüyorsun.
Bu düşüncelere her gece kapılıyorum ben.
Ben kendimi senin yokluğunda belkide böyle avutuyorum.
Peki YÜREK SIZIM...
Sen kendini nasıl avutuyorsun?
Nasıl dayanıyorsun ?
Nasıl?Nasıl?

Hasretlik,özlemler bu yürek sızımı gün geçtikçe arttırıyor.
Bu düşünceler gündüz vakti bile,
gökyüzündeki aydınlığı dağıtıyor,
Her anımı kapkara gecelere döndürüyor.
Benim YÜREK SIZIM...
bulutlar anlatıyor içimdeki hüznü,acıyı.
Gökten düşen her damla yağmur tanesi kalbimin üstüne üstüne vuruyor,
içimdeki yarayı deştikçe deşiyor.
Kanıyor yaram kanıyor YÜREK SIZIM...
Bulutlar ağladıkça halime ben sırılsıklam oluyorum.
Tepeden tırnağa yaramdaki kana bulanıyor,
boğuluyorum...

YÜREK SIZIM...
görmüyor musun sana muhtaç olan bu bedeni,
hiç mi içini özlem ateşi kavurmuyor benim gibi.
Bu kadar mı vurdum duymazdın be sevgili,
onca haykırışlarım,yalvarışlarım
ulaşmadı mı sana,duymadın mı feryadımı.
Sensiz yok oluşumu görmedin mi YÜREK SIZIM...
günden güne bu sevgi beni yokluğa sürüklüyor.
Korkum ölmekten değil YÜREK SIZIM...
korkum son kez yüzünü görememek,
sesini duyamamak,kokunu koklayamamaktan.
Seni sarmak yerine kara toprağa sarılmaktan.
Dön artık geriye YÜREK SIZIM...
dön ki bitsin bu Hasret.
Toprağı değilde bir birimizi saralım.
Gel de bizde mutlu olalım.

Recep Hamza