damla damla düş/ersin..uzat kolunu uzat ki hangi kolumuzu tutsak.. papatya bahçesine mavi denizlere açılır yollar yıllar kapılar ve ben senin sesine düştüğümde bir es tadında bir anda zamanda sessizliğinden geçen bir ateş böceği gördüm bu gece.. ve derinlerinden en uzak kıyısından teninin gelen Yusuf kokusu yüreğimi boyadın yüreğini boyadım senin olan her şey benimdi çünkü buna renklerin dahil g/özünün elası gibi iz tadında yer etmişse yağmur yüreğine iliğine dokuna zamanda fark etmez bundan sonra an/da her siyah her mavi dolunay ve düş yorgunu zamanlar düş çarpması her kule her kurdele isler sisler dumanlar derinliğine girdikçe dehlizlerinde sobelediğin kuşkular senden akan sızan bakan her şey bana çarpar ki seni inciten her şey beni yakar yıkar.. aşığım sana eriyor kutuplarım bütün karalarım yürüyor vücudumda bütün sular çekildi inine.. akarak ıslatarak saçlarının her bir telini ki ben sana aşığım b i l i y o r u m.. (...) |