“pavlodar”Şiirin hikayesini görmek için tıklayın onyıllaröncesinezihinegsersizleri
~apatetik
Elleri titreyen sabi değilsin artık Köşe başında semişke satan Rus teyze "Hepsini alayım da üşüme" "Hepsini satarsam akşama kadar ne yapacağım?" telaşesinde Kentin buz tutan sokaklarında geziyorum prosta Kafiyesiz bir şiiri yazıyorum prosta Unicode dan 5 megabayt internet almalıyım,lermontova üzerinde Mailler var kontrol edilecek Bozdur bozdur harca Dile kolay 5 megabayt İnternet dakikalarca Telefona kontör yüklemem lazım bankaya gideyim Fişi doldurayım,imza atayım Yarına düşer herhalde Bugün olsa fevkalade Tramvaysa mesele hiç mi gülmez çehreler, protokolünde mi var sahi somurtkan çehreyle binilir (!) En uygun durakta inilir Hohlayarak erittiğim cam buzlarının arasından gülümsüyorum ,prosta Buz şehrini gezmeliyim nehrin kıyısındaki Ellerim de üşüyor İyi de çocuk değilsin , Dilinden ah düşüyor Fırından ekmek alayım "kerpiç" "Odin nan" Kahkaha atmaktan işçi ekmeği veremiyor Bir cümlede iki dil yarım , Şu Rusçadan bizarım Kentin burudetinde Yer soğuk,yol soğuk,ciguli soğuk, Tramvay soğuk Bir evler sıcak Bir de yürekler ~pseudo Beyazın prensesi Annesizliğimin pseudo annesi Üşümek itiyat kristal caddelerinde Kalinina Kutuzova kesişiminde bindiğim tramvayın gülmez çehreleri arasında yakalamak doğru durağı El ayamla erittiğim buzlu camdan bakarak Ah pervasız yanım Suskun çığlığım Dondurulmuş kalplerin tütsülenmesine süreğen isyanım daha sıcak şehirlerde daha çok üşüyorum artık ~apatetik Söylenir mi hala “vedaların yasaklandığı apartmanlarda” duvara sabitlenmiş radyo kutularından kurtuluş şarkıları “Ah Katyoşa” Zamanın donduğu duvarlarda hasret müsellem Siyah beyaz resimler ve köşede bir piyano kulağımda hala çınlayan şarkısı billur sesiyle kadının söylediği ; “gözümün karası" Vefanın resmini çekik gözlerinde yakaladığım temsili anne tabure üstünde içtiğim sütlü çaylar ve ahududu reçeli anladım ki sevgi yüreğe gömülü hazine Ah Pavlodar göz seli olup son kez akmaz mısın ? bir İrtiş görkemiyle tozlu anılarımın üzerine elveda ürkekliğimi gizlediğim tramvay izbeleri donmuş camlara avuç içimle yaptığım şekiller ve durağı kaçırma riski elveda suskularım , boran öyküleri hicranım steplerin yalnızlığı kadar eski ey gençliğimi , biraz asiliğimi bolca kırgınlığımı bürudetine emanet ettiğim kent soğuğun annesi,ayazın prensesi dilimde sana dair ne türküler bestelenir bir bilsen bir bilsen sen de ağlarsın , irtişin kıyısında kendi kıyında gel seninle anlaşalım , ben susayım biraz sen ikimizin yerine ağla sırrımız gizlensin nehrin buz tabakasının altına Pavlodar elveda.. ~travmatik irtişin kıyısında kaç kez dondu gençliğim hasretin bâdesiymiş yudum yudum içtiğim mahpus değilim ama henüz vakit çok erken daüssıla çektiğim şehre veda ederken muzdarip yadettiğim ayaz da özlenirmiş beyaz da özlenirmiş ilkyaz da özlenirmiş çok şeymiş terkettiğim giderken farkettiğim Farzımuhal tr.m.wikipedia.org/wiki/Pavlodar |
''Ah Pavlodar göz seli olup son kez akmaz mısın ?
bir İrtiş görkemiyle tozlu anılarımın üzerine''