YARIM KALAN BİR KONSERŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Şiirimin hikayesi yazılarım bölümünde...
bir konsere gittik bu akşam
makamı buselik eserler ağır aksak gönlüm harabe ben deli divane yerle yeksan devinimler içinde ruhum korkularım kördüğüm kendimden geçme faslındayım bu son fasılda... öyle bir konser ki bu ruhuma işleyen ilaç gibi derin bir boşluktayım sanki ha düştüm ha düşecek ayakta zor tutuyorum kendimi oturuyorum deniz mavisi koltuklardan birine tam karşımda ışıklar altında siyah mı siyah bir sahne gözlerim kömür karası karadan daha kara kapkara gün geceden kara sisli mi sisli bir hava hiç bir şeyi görmüyor gözüm ne sahnedeki yıldızları ne söylenen şarkıları yalnızca çalgıların sesi bir ninni gibi kulaklarımda öylesine yorgunum ki bu gün kimseye anlatamayacağım kadar kimsenin beni anlayamayacağı kadar... hani bazen olur ya kimseyle konuşmak istemezsin iç sesinin çığlıklarından konuşulanları duymazsın kaçmak istersin her şeyden ama önce kendinden kalakalırsın olduğun yerde çakılı paslanmış mıh gibi çok renksizim çok gülüşümden eser yok alabildiğine sessizim çaresizim dışım sükunet,içim kıyamet ay yüzümde buzdan bir duvar yüreğimde kanayan bir yara var içimi üşüten kışım da beni sarıp sarmalayan gözümün irisine yansıyan nehir yeşili bir mantom var hayali çocukluğumdan kalan bazen öyle bir an gelir ki yarım kalır her şey tıpkı vedasız vedalar gibi... konserin ilk yarısı bitti bu geceki şarkılar da beni bir türlü çözemedi gitti hayatımdan neler neler bir su gibi aktı geçti düş yorgunu yüreğim meçhule giderken dalgalar boyu içimde anlayamadığım bir korku sancılı bir günün karanlığı kara bir bulut gibi tüm benliğimi sarıyor geceler karaları bağlıyor ay ışığı yüzünü saklıyor ağlıyor ağlıyor... AYLA CERMEN TÜFEKÇİ / 01.03.2016 |