İstanbul Gün ve Nilgün
Martı kanatlarından hüzün yağdı da bugün
İçimde suzinaktan Uşşağa yol açıldı Beni ram etti dem dem İstanbul gün ve Nilgün Mısralar gam renginde cümle sırrım saçıldı İstanbul gün ve Nilgün mazide ne güzeldi Nilgün elimden tutan vazgeçemediğim eldi Şimdi yağmurlar üzgün Kızkulesi efkârlı İstanbul baştan başa gam bulutuna tutsak Martıların rüyası değil asla tutarlı Şairliğime dahi konuldu sonsuz yasak İstanbul gün ve Nilgün mazide ne güzeldi Nilgün elimden tutan narin zarif bir eldi Bu hüzün sağanağı ne kadar sürer bilmem Hüznüm gönlüme sığmaz hurufatsa duyarsız Şarkılarda ararım gönül kırığıma em Ben nahif makamında yâr ile yadlar arsız İstanbul gün ve Nilgün mazide ne güzeldi Nilgün elimden tutan vazgeçemediğim eldi Gece allı pullu hep Boğaz’ın sularında Yalnızlığım büyüyor kalabalık şehirde Periler de ağlıyor derin uykularında Yunsun yıkansın hüznüm sevinç renkli nehirde İstanbul gün ve Nilgün mazide ne güzeldi Nilgün elimden tutan narin zarif bir eldi Mısralar kırık dökük kelimelerse yorgun Dilimin döndüğünce arz ederim hâlimi Yedi rengin rüyası nice zamandır solgun Ey her şeyin sahibi! Hayr eyle ahvalimi İstanbul gün ve Nilgün mazide ne güzeldi Nilgün elimden tutan vazgeçemediğim eldi Zaman takvimlerde sır Nilgün hayalde peri İpekten ibrişimden örülü aşkın ağı Şarkılar dokunaklı firak deminden beri Vuslat düyuna kaldı aramızda Kafdağı İstanbul gün ve Nilgün mazide ne güzeldi Nilgün elimden tutan narin zarif bir eldi 31.01.2018 İbrahim Kilik |