Olaydın Ama Olamadın
Hazan nevbaharı götürür iken
Hatır için “tohum” eken olaydın Ben sana sarmaşık olup sürürken Sen gülün bağına diken olaydın Kendine pay verme “üzüldüm” diye Hicrana gark olup süzüldüm diye Vakitsiz hesapsız çözüldüm diye Derdi bilen değil “çeken” olaydın Hazan vurmuş dalda yaprak kururken Kurumuş yaprağa ayaz vururken Ben sana dörtnala koşup dururken Olmadı, “tek ayak” seken olaydın Verdiğim değerin onda birini Verseydin razıydım.. Elin kirini Neyleyim ötede, “ölün, dirini” Kınayı dünyada yakan olaydın Ne yarama merhem, ne derde derman Bana zulmün için yazılmış ferman Ateşler içinde, sen zaman zaman Yanarken yüzüme bakan olaydın İntizarım sana, hey! .. Anlasana Yağmadın, anladım, bir damlasana Ne kadar uzaksın, “adımlasana” Vuslatı umuda çakan olaydın Alev alev yanan ateştim, kor’dum Boş yere üzülüp kendimi yordum “Bu aşk yarasıdır, geçer” diyordum Sabrıma madalya takan olaydın Gayrı “sen yoluna”, var git! .. Karışmam Ne istek, ne heves, “aşk-la barışmam” Ben artık gülen bir yüz’e yakışmam Gözümden yaş diye akan olaydın |
Kalemin susmasın
______________________________Selamlar